Foreign türkçesi Foreign nedir
- Dıştan gelme.
- Ecnebi.
- Yurt dışı.
- Yabancı.
- Harici.
- Yurtdışı.
- Ülke dışı.
- Bir maddede kendisinden başka bulunan her türlü madde.
- Yabancılık.
- Dış.
- Veterinerlik alanında kullanılır.
- Yabancı madde.
Foreign ile ilgili cümleler
English: A passport identifies you as a citizen of a country and allows you to travel to foreign countries.
Turkish: Bir pasaport sizi bir ülkenin bir vatandaşı olarak tanımlar ve yabancı ülkelere seyahat etmene imkan verir.
English: A passport is something you cannot do without when you go to a foreign country.
Turkish: Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.
English: A foreign language cannot be learned in only two weeks.
Turkish: Yabancı bir dil sadece iki haftada öğrenilemez.
English: "Wouldn't you like to learn a foreign language?" — "Who cares? These days, everyone speaks English anyway!"
Turkish: “Yabancı bir dil öğrenmek istemez misin?” — “Boş versene. Bugünlerde nasıl olsa herkes İngilizce konuşuyor!”
English: A group of foreign students visited Akira's high school.
Turkish: Bir grup yabancı öğrenci, Akira'nın lisesini ziyaret etti.
Foreign ingilizcede ne demek, Foreign nerede nasıl kullanılır?
Foreign accent : Yabancı aksan. Bir başka dilin telaffuz özelliği stili. Yabancı aksanı.
Foreign access zone : Üretim etkinlikleriyle sınırlı serbest bölge. Serbest üretim bölgesi.
Foreign address : Yabancı adres.
Foreign affairs : Dış ilişkiler. Harici işler. Dışişleri (ingiliz ingilizcesi). Dışişleri. Hariciye. Dış işleri.
Foreign affairs and defence : Dışişleri ve savunma. Dışişleri ve savunma konularıyla ilgili olan devlet komitesi.
Foreign affairs and defense committee : Dışişleri ve savunma komitesi. Uluslararası ve askeri operasyonlar konuları ile ilgili karar almadan sorumlu olan komite.
Foreign aid : Dış yardım. Bir ulusun diğerine sağladığı ekonomik destek.
Foreign affairs committee : Dış ilişkiler komitesi. Bir ülkenin diğer ülkelerle ilişkileri ile alakalı konuları ele alan komite.
Foreign affiliate : Yabancı bağlı şirket.
Foreign aid budget : Dış yardım bütçesi. Diğer ülkeleri finansal olarak desteklerken harcanacak tahmini para miktarı.
İngilizce Foreign Türkçe anlamı, Foreign eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Foreign ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
A c syndrom : A-c sendromu. Arnold-chiari yapılış bozukluğu.
Alienage : Yabancı uyruklu olma.
Exteriors : Gösteriş. Dışsal. Dışarı. Dış ilişkiler. Zahiri. Dış çekim. Dış kaynaklı. Dış taraf. Dışyüz.
Allochthonous : Bulunduğu yere başka bir yerden getirilmiş, taşınmış kayaç ya da maden. Allokton olan. Allokton. Alokton olan.
Outlandishness : Olağandışılık. Gariplik. Tuhaflık.
Unfamiliarity : İyi bilinmemenin bir sonucu olarak tuhaf veya sıradışı olma durumu.
Ecto : Ekto.
A clay : Sindirim kanalındaki zehirleri ve vitaminleri yüzeyde tutarak emilimlerini önleyen ve bağırsak duvarını kaplayarak koruyucu bir tabaka oluşturan doğal alüminyum silikat bileşiği, kaolin. Beyaz kil.
Exotics : Egzotik. Garip. Tuhaf. Yabancı malı. Yabancıl. Egzotik şey. İlginç. Başka iklime ait.
Exoterics : Dışrak. Sıradan. Anlaşılır. Eksoterik. Genel.
Foreign synonyms : unnaturalized, unnaturalised, auslander, abaxial, exotism, outland, abattoir, abdominal pain, abdominal ovariectomy, remoteness, foreigner, remote, exo, barbarian, extrinsic, foreign body, oversea, exotisms, extrinsical, exotica, a dna, a amplitude mod, abroad, offshore, externus, alienages, outside, exoterical, outdoor, outers, abamectin, inclusions, aliens.
Foreign zıt anlamlı kelimeler, Foreign kelime anlamı
National : Ulusal. Vatandaş. Milli. Uyruk. Nasyonel. Bir ulusa ait veya ona özgü olan. Yurttaş.
Domestic : Evcil. Hizmetçi. Eve ait. İç. Aile ile ilgili. İnsanın manevi varlığını oluşturan irade. Yerli. Ailevi. Ev. Oyuk olan veya oyuk sayılabilen şeylerin boşluğu.
Familiarity : Teklifsizlik. Samimiyet. Aşinalık. Alışık olmaktan doğan beceriklilik, bk. alışkanlık. Bilme. İçtenlik. Samimilik. Yatkınlık. Alışkanlık. Laubalilik.
Foreign antonyms : nativeness, native.
Foreign ingilizce tanımı, definition of Foreign
Foreign kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A foreign government. Separated. Alien. Outside. Extraneous. As, a foreign country.
Bu kısımda Foreign kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Foreign ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Foreign anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Foreign ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.