Fosses türkçesi Fosses nedir

Fosses ingilizcede ne demek, Fosses nerede nasıl kullanılır?

Fosse : Çukur. Kale hendeği. Hendek.

Fossette : Oyuk. Gamze. Küçük delik. Çukur.

Fossa : Çukur. Fossa. Bir kemikteki boşluk veya çökme (anatomi terimi). Hendek, çukur.

Fossa acetabuli : Hokka çukuru. Asetabulumun dip kısmında eklem kıkırdağıyla kaplanmamış merkezi olarak bulunan çukur, fossa asetabuli. Fossa asetabuli.

Fossa articularis : Eklem çukuru. Fossa artikularis.

Fossa condylica ventralis : Condylus occipitalis ile proc. jugularis arasında yer alan canalis n. hypoglossi’nin bulunduğu çukurluk, fossa kondilika ventralis. Lokma alt çukuru. Fossa kondilika ventralis.

Fossa glandis : Fossa glandis. Atgillerin penis ucunun ortasında bulunan ve içinde proc. urethrae'yi kapsayan çukurluk.

Fossa atlantis : Atlas kanadının alt tarafında bulunan çukurluk, fossa atlantis, atlas çukuru. Kanat çukuru. Fossa atlantis. Atlas çukuru.

Fossa ethmoidalis : Fossa etmoidalis. Kalbur çukuru. Kalbur kemiğinin lamina cribrosa'sındaki crista galli'nin her iki tarafında bulunan çukurluklar, fossa etmoidalis.

Fossa glandulae lacrimalis : Os frontale'nin proc. zygomaticus'unun iç yüzünde bulunan ve gözyaşı bezinin yerleşmesine yarayan (bu çukurluk etçillerde ve domuzda lig. orbitale'nin altında bulunur) çukurluk, fossa glandula lakrimalis. Fossa glandula lakrimalis. Gözyaşı bezi çukuru.

 

İngilizce Fosses Türkçe anlamı, Fosses eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Fosses ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Crater : Kupa. Oyuk. Dağağzı. Oyuntu. Yanardağın tepesinde, yamacında ya da eteğinde arka arkaya patlamalar ve püskürmelerle oluşmuş, huni biçiminde, çapı 1000 m.'den az,derinliği birkaç yüz metreyi bulan delik. Volkan krater. Kupa (takımyıldızı). Krater. Coğrafya, uzay, jeoloji alanlarında kullanılır.

Cavity : Boşluk. İçi parlatılmış, değişmez sıcaklıkta kalabilen bir küre ve çok küçük bir delik. bu delikten içeri gönderilen ışık içerde sonsuz sayıda yansır; böylece ışık tüm soğurulmuş olur. bu da kara cisim koşulunu sağlar. İçi boş oyuk. Kavitas. Delik. Fizik, uzay, madencilik, veterinerlik alanlarında kullanılır. Oyuk. Diş çukuru. Kovuk.

Boost : Yardım. Canlandırmak. Voltajını yükseltmek. Yardım için itmek. Yükseltmek. Kaldırmak. Yükselme. Kuvvetini artırmak. Reklamını yapmak. Övmek.

Ravine : Dar ve derin vadi. Sel çukuru. Vadi. Yarıntı. Dar ve derin koyak. Dağ geçidi. Berzah. Derin ve dar yarık. Koyak.

Ravines : Sel çukuru. Koyak. Vadi. Dar ve derin vadi. Dağ geçidi. Berzah. Derin ve dar yarık. Yarıntı. Dar ve derin koyak.

Dyke : Suyolu. Bent. Madencilik, jeoloji alanlarında kullanılır. Siper. Etrafına set çekmek. Komşu kayaçların yapısını gelişigüzel kesen çatlak ya da yarıkları, magmanın doldurulmasıyle oluşmuş kayaç damarı. Bkz.dike. Mecra. Kanal.

Concave : İçbükey yüzey. İçbükey. Konkav. İçe bombeli. Konkav. Iraksak. Obruk. Oyuk.

 

Dished : Konkav. Ortası çukur. Tabak şeklinde. Çökük. Bombeli. Çanaklanmış. İşi bitmiş. İçbükey. Bozuk.

Dimples : Gamze. Çene çukuru.

Have : Yapmak. Aldatmak. Malik olmak. Göz yummak. Dolandırmak. -si olmak. Buyurmak. Elde etmek. Almak. Olmak.

Fosses synonyms : depression, acetabular, cavities, further, dikes, concaves, encourage, leat, feature, advance, ditch, moat, cleft, dent, dented, dimple, dibhole, trench, coved, dykes, moats, fosse, exhibit, deep set, trenched, dike, dyking, moating, promote.

Fosses zıt anlamlı kelimeler, Fosses kelime anlamı

Lack : Yoksun kalmak. İhtiyacı olmak. Olmamak. Eksik olmak. -e sahip olmamak. Olmayış. Yoksun olmak. Eksiklik. Yokluk. -sizlik çekmek.

Winnings : Kumarda kazanılan para. Kazanılan para. Kazanç. Kazanç (para olarak).