Güdümcülük nedir, Güdümcülük ne demek

Güdümcülük; İktisat alanında kullanılan bir kelimedir. Dil bilgisi yönünden Türkçe'de isim olarak kullanılır.

  • Bir ülkenin ekonomi, tarım ve benzerleri işlerinde tutulan güdümlü yol

İktisat terim anlamı:

Liberalizm karşıtı olarak, ekonominin bir üst otorite tarafından yönlendirilme anlayışı.

Güdümcülük kısaca anlamı, tanımı

Güdü : Bilinçli veya bilinçsiz olarak davranışı doğuran, sürekliliğini sağlayan ve ona yön veren herhangi bir güç, saik. Kaynağı akıl olan sebep, saik. Bireyleri bilinçli ve amaçlı işlerde bulunmaya yönelten dürtü veya dürtüler bileşkesi, saik. Bir etkinlik veya işin gizli sebebi

Güdüm : Yönetme işi, idare. Bilişimde, bir olaylar dizisini, bir süreci veya bir aracı yöneltme ve düzenlemeyle ilgili işlevlerin bütünü.

Güdümcü : Güdümcülükten yana olan kimse.

Yönlendirilme : Yönlendirilmek işi.

Liberalizm : Serbestlik. Erkincilik.

Güdümlü : Güdülebilen, yönlendirilebilen, yönetilebilir. Belirli bir plan veya yönde yürütülen bir amacı, bir eğilimi yansıtan.

Anlayış : Anlama işi, telakki. Anlama yeteneği, feraset, izan, zekâ. Benzerlerinden ayıran özellik, konsept. Hoş görme, hâlden anlama. Bir toplum veya topluluktaki bireylerde görüş ve inanış etmenlerinin etkisiyle beliren düşünme yolu, düşünüş biçimi, zihniyet, mantalite.

 

Otorite : Yaptırma, yasak etme, emretme, itaat ettirme hakkı ya da gücü, yetke, sulta, velayet. Çalışmalarıyla kendini kabul ettirmiş, başarılı kimse. Siyasi veya idari güç.

Liberal : Hürriyet ve serbestlikle ilgili. Hoşgörülü. Serbest ekonomiden yana olan (kimse, parti vb.), liberalist.

Ekonomi : İnsanların yaşayabilmek için üretme, ürettiklerini bölüşme biçimlerinin ve bu faaliyetlerden doğan ilişkilerin bütünü, iktisat. Bu ilişkileri inceleyen bilim dalı, iktisat. Tutum.

Karşıt : Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast.

Benzer : Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil. Benzeşim. Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör.

Liber : Serbest, bağımsız.

Ülken : “Senin yurdun, senin vatanın” anlamında kullanılan bir isim”.

İşler : Nicem düzeneğinde, bir yöneye uygulanınca başka bir yöney veren matematiksel nesne.

Tarım : Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, uygun koşullarda korunması, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanması, ziraat.

Taraf : Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri. Bir şeyin belli bölümü, kısmı. Yöre, yer. Yön, yan, doğrultu. İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi.

Karşı : Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi. İçin, hakkında. Bulunan yere göre önde, ileride olan. Karşılık olarak, mukabil. -e doğru. Karşıt, zıt, muhalif. Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı. Ön, kat, huzur. Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.

Olar : Onlar. Onlar (III. çokluk şahıs zamiri).

Diğer dillerde Güdümcülük anlamı nedir?

İngilizce'de Güdümcülük ne demek ? : dirigism