Gangallatmak nedir, Gangallatmak ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Gözlerini korkunç şekilde açarak bakmak.

Gangallatmak anlamı, tanımı

Ganga : İhtiyar komşu kadın

Gangal : Kangal. Eğrilmiş, kirman dolusu ipin yumağı. Çile halinde ip. Bir tutam, demet: Bir gangal ot ver. Simit: Çocuğa gangal alıverdim. Çengel. Pamuğu çıkarılmış koza. Eğri. Dallı budaklı. Kurutulmak üzere ipliğe dizilerek asılan tütün yaprağının büyük demeti. Dikenli bir çeşit ot. Deve dikeni. Yabani enginar. Çok zayıf insan ya da hayvan. Kangal dikeni. Yaprakları haşlanarak yenebilen, mor çiçekli bir bitki, devedikeni. Birbirine bağlanıp asılan mısır koçanları. Yarım ay şekli (boynuz için): Gangal boynuzlu öküzümüz var.

Gang : Bir maden cevherini, bir değerli taşı saran değersiz madde. Maden cevher damarının işletilemeyen değersiz bölümü.

Korkunç : Çok korkulu, korku veren, dehşete düşüren, müthiş. Herhangi bir özelliğiyle şaşkınlık veren. Çok aşırı, pek çok, güçlü, şiddetli.

Bakmak : Bakışı bir şey üzerine çevirmek. Yoklamak, incelemek, denemek. Anlamak, farkına varmak. Gözetmek, korumak. İlgilenmek. Yapılabilmesi bir şeye bağlı bulunmak. Beslemek, geçindirmek. Bir şeyin gelişmesi veya iyi bir durumda kalması için emek vermek. Renklerde benzemek, andırmak. Bir iş birinden beklenmek. Hastayı muayene etmek. Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak. Tedavi etmek için ilgilenmek. Bir işi yapmak, bir işi yapmakla görevli olmak. Aramak. Başka bir şeyle ilgilenmeyip elindeki veya önündeki işle uğraşır olmak. Uğraşmak, meşgul olmak.

 

Gözler : Denizli kenti, merkez ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Şanlıurfa şehri, Demirci bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Şekil : Biçim. Davranış biçimi, tutum, yol, tarz. Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi. Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi. Bazı matematiksel varlıkların gösterilmesine yarayan resim. Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim. Anlatım biçimi.

Bakma : Bakmak işi.

Korku : Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü. Kötülük gelme ihtimali, tehlike, muhatara. Gerçek veya beklenen bir tehlike ile yoğun bir acı karşısında uyanan ve coşku, beniz sararması, ağız kuruması, kalp, solunum hızlanması vb. belirtileri olan veya daha karmaşık fizyolojik değişmelerle kendini gösteren duygu.

Kork : Bostan korkuluğu.

Diğer dillerde Gamopati anlamı nedir?

İngilizce'de Gamopati ne demek ? : gammopathy