Gelir vergisi nedir, Gelir vergisi ne demek

  • Kişilerin gelirlerinden, bir oran ölçüsünde devlete ödedikleri dolaysız vergi

İktisat alanındaki kelime anlamı:

Gerçek kişilerin genellikle bir yıl olmak üzere belirli bir dönemde, elde ettikleri gelirlerin net tutarı üzerinden alınan vergi.

Bilimsel terim anlamı:

Yükümlü olan gerçek kişilerin katkısız kârları üzerinden alınan vergi.

İngilizce'de Gelir vergisi ne demek? Gelir vergisi ingilizcesi nedir?:

income tax

Gelir vergisi hakkında bilgiler

Gelir vergisi, gelir üzerinden verilen bir vergidir. Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tâbidir. Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.

Gelir vergisi ile ilgili Cümleler

  • Benim kazandığımdan daha çok para kazanmana rağmen benim senden daha çok gelir vergisi ödemem bana çok mantıklı gelmiyor.
  • Muhalefet partisi gelir vergisini düşürmek için bir yasa tasarısı sundu.

Gelir vergisi tanımı, anlamı:

Kişi : Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer. Erkek. Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse. Eş, koca. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs.

Vergi : Bir kimsenin doğuştan sahip olduğu iyi nitelik. Kamu hizmetlerine harcanmak için hükûmetin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para.

 

Oran : İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp. Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin. Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo. İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı.

Ölçü : Bir şiirdeki dizelerin hece ve durak bakımından denk oluşu, vezin. Ölçme sonucu bulunan rakam. Değer, itibar. Belirlenmiş boyut. Aşırı olmama, ılımlı, uygun olma durumu. Bir ezginin eşit bölümlere ayrılışı. Bu değerlendirmede kullanılan birim, ölçme birimi. Ölçüt. Bir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme, mizan.

Devlet : Bu tüzel varlığın yönetim organları. Talih. Mutluluk. Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık. Büyüklük, mevki.

Dolay : Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, civar.

Gerçek : Yalan olmayan. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Temel, başlıca, asıl. Yapay olmayan. Doğruluk. Gerçeklik. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat.

Takvim : Bir yılın günlerini, aylarını, sayılı günlerini gösteren, değişik biçimlerde yapılmış çizelge veya defter. Zamanı yıllara, aylara ve günlere ayıran yöntem. Yapılacak bir işin türlü evrelerini zamana bağlı olarak gösteren program.

 

Kazanç : Yarar, çıkar, kâr. Satılan bir mal, yapılmış olan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü.

Diğer dillerde Gelir vergisi anlamı nedir?

İngilizce'de Gelir vergisi ne demek? : n. income tax, pay as you earn

Fransızca'da Gelir vergisi : impôt sur le revenu, patente [la]

Almanca'da Gelir vergisi : n. Lohnsteuer