Gezinti nedir, Gezinti ne demek

  • Uzak olmayan bir yere yapılmış olan gezi, tenezzüh.
  • Evlerde oda kapılarının açıldığı aralık, koridor.
  • Sofa, balkon
  • Kale duvarlarının iç tarafında kuleleri birbirine bağlayan dar yol.
  • Bir çalgıyla belli bir parça çalmaksızın ezgiler çıkarma işi.

"Gezinti" ile ilgili cümle

  • "O civarın bütün ahalisi oralara yayılarak akşamları gezinti yapmaktadırlar." - A. Rasim

Yerel Türkçe anlamı:

Sebzelerde en çok baklada bulunan bir çeşit böcek.

Balkon

Sofa

Ayakyolu, yüznumara

Gezinti tanımı, anlamı:

Gezinti yeri : Yürüyüş yapmak, dolaşmak ve hava almak amacıyla ayrılmış yol veya bölge, promönat.

Gezi : Gezmek, görmek, eğlenmek amacıyla yapılmış olan yolculuk. Gezinti yeri. Bu kumaştan yapılan. Pamuk ve ipekle karışık dokunmuş hareli kumaş. Gezilip hava alınacak yer. Ülkeler veya şehirler arasında yapılmış olan uzun yolculuk, seyahat.

Uzak : İhtimali az olan. Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan. Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı. Yakın olmayan yer. Arada çok zaman bulunan. Eli, gücü veya hükmü yetişmez.

Tenezzüh : Gezinti.

Kale : Düşmanın gelmesi beklenilen yollar üzerinde, askerî önem taşıyan şehirlerde, geçit ve dar boğazlarda güvenliği sağlamak için yapılmış olan kalın duvarlı, burçlu, mazgallı yapı, kermen. Takımla oynanan bazı top oyunlarında topun sokulmasına çalışılan yer. Genellikle bir düşüncenin savunulduğu, sürdürüldüğü yer. Satranç tahtasının dört köşesine dikilen, tahtanın bir tarafından diğer tarafına kadar düz olarak boş hanelerde gidebilen kale biçiminde taş. Malatya iline bağlı ilçelerden biri. Denizli iline bağlı ilçelerden biri.

 

Duvar : Voleybolda ağ üzerinde karşı takım oyuncusunun vuruşuna karşı koyma. Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılmış olan engel. Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılmış olan veya örülen dikey düzlem. Engel. Sonuç alınamayan yer.

Taraf : İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bir şeyin belli bölümü, kısmı. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi. Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri. Yön, yan, doğrultu. Yöre, yer.

Çalgı : Çalgı çalma, müzik. Müzik aleti, çalgı aleti, enstrüman. Müzik topluluğu.

Parça : Müzik eseri. Pasaj. Güzel, alımlı kız veya kadın. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz. Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime. Nesne. Tane. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül.

Sofa : Evlerde oda kapılarının açıldığı genişçe yer, hol.

Balkon : Bir yapının genellikle dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar veya parmaklıkla çevrili bölümü. Vücudun göğüs veya göbek bölümü. Tiyatro, sinema vb. büyük salonlarda asma kat.

 

Gezinti ile ilgili Cümleler

  • Ali arabayla gezintiye çıkmak istedi.
  • Sana bir gezinti önerebilir miyim?
  • Gezinti en az sekiz saat sürer.
  • Çabuk giyin, gezintini kaçıracaksın.
  • Gezinti için teşekkürler.
  • Önümüzde uzun bir araba gezintimiz var.
  • Gezinti için beklemek zorunda kaldım.
  • Bir gezintiye gidelim.
  • Arabayla gezintiye çıkalım.
  • Yelkenliyle gezintiye çıkalım.

Diğer dillerde Gezinti anlamı nedir?

İngilizce'de Gezinti ne demek? : n. excursion, walk, promenade, stroll, airing, hike, ride, trip, jaunt, outing, prom, run, sally, walking tour

Fransızca'da Gezinti : promenade [la], excursion [la], tour [le], expédition [la], sortie [la]

Almanca'da Gezinti : n. Ausflug, Bummel, Partie, Promenade, Rundgang, Spaziergang, Wanderung

Rusça'da Gezinti : n. гулянье (N), прогулка (F), экскурсия (F), катание (N), передняя (F)