Give a kick türkçesi Give a kick nedir

Give a kick ingilizcede ne demek, Give a kick nerede nasıl kullanılır?

Give : Hediye etmek. Gitmek. Koparmak. Esneklik. Doğruluğunu kabullenmek. Vermek. Eğilmek. Esnemek. Dogruluğunu kabullenmek. Yapıvermek.

A : En iyi kaliteyi simgeleyen harf. Miktar belirtir. (herhangi) bir. Belirli bir tür veya nitelikteki. Atom ağırlığı. Bir. Herhangi bir. La (müzik terimi). Pek iyi. En yüksek not.

Kick : Çitme atmak. Bir oyuncunun topu ayağı ya da kafası ile herhangi bir arkadaşına, kaleye ya da alan dışına göndermesi. Ayak ile vurmak. Tekmelemek. Geri tepmek. Geri tepmek (silah). Vazgeçmek. Tepmek. Tepinmek. Tekme.

Give a kick in the pants : Defetmek. Kovmak. Başından savmak.

Give a bad name : Adını kötüye çıkarmak. Adını karalamak. Ad takmak.

Give a body to : Şekil vermek.

Give a boost : Destek vermek.

Give a cold shoulder to : -e karşı kayıtsızca davranmak. Sert davranmak. Soğuk davranmak.

Give a beating : Yenmek. Ayağının altına almak. Dayak atmak. Dövmek. Sopa çekmek.

Give a command : Emir vermek.

İngilizce Give a kick Türkçe anlamı, Give a kick eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Give a kick ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Catapulting : Fırlatma düzeneği ile ilgili. Mancınık. Vurmak. Fırlatmak. Katapült uçak. Mancınıkla atmak. Sapan.

Catapulted : Fırlatmak. Mancınık. Mancınıkla atmak. Sapan. Katapült uçak. Fırlatma düzeneği ile ilgili. Vurmak.

Toeing : Ayak parmakları ile dokunmak. Burun takmak (çorap, ayakkabi vb.). Ayak ucuyla vurmak. Golf sopasıyla vurmak.

Rejoices : Sevinmek. Memnun etmek. Sevindirmek. Keyiflenmek. Neşelenmek.

Cashiered : Vezneci (bankada). Kasadar. Kasiyer. İşine son vermek. Kovmak. Kasa. (özellikle ordudan) ihraç etmek. Veznedar.

Catapult : Vurmak. Fırlatma düzeneği ile ilgili. Fırlatmak. Topun bulunmasından önce, kaleleri dövmek için taş gülle fırlatmakta kullanılan bir tür büyük sapan. Mancınık. Mancınıkla atmak. Sapan. Katapült uçak.

Kick in : Etkisini göstermek. Bağışlamak. (hap vs.) patlamak. Payına düşeni ödemek. Bağışta bulunmak. Ölmek. (uyuşturucu vb.) etkisini göstermek. (yorgunluk vb) çökmek. Sonuç vermeye başlamak.

Exhilarates : İnşirah vermek. Canlandırmak. Çok keyiflendirmek. Çok neşelendirip zindeleştirmek. Coşturmak. Keyiflendirmek. Neşelendirmek. Keyif ve neşe vermek.

Spurning : Burun kıvırarak geri çevirme. Tepmek. Küçümseyerek reddetme. Geri çevirmek. Reddetmek. Hiçe saymak.

Hoofing : Tırnak. Tepmek. Toynak. Yol tepmek. Yaya gitmek. Dans etmek. Sağ. Çiftelemek (at vb). Ayak.

Give a kick synonyms : bung, spurned, cast out, give the boot, put the boot in, exhilarate, chuck away, yerk, cast off, axe, chuck, spurn, intoxicates, boot, cast away, intoxicate, rejoice, pleases, cashiering, spurns, hoof, electrifies, kicking, kick, electrify, toe, cast offs, cashier, catapults, please, kick at, toes, cast aside.