Kick türkçesi Kick nedir
- Sızlanmak.
- Tekme atmak.
- Futbol alanında kullanılır.
- Tepmek.
- Tekme.
- Tekmelemek.
- Ayak ile vurmak.
- Bırakmak.
- Çitme atmak.
- Vazgeçmek.
- Geri tepmek (silah).
- Teklemek.
- Bir oyuncunun topu ayağı ya da kafası ile herhangi bir arkadaşına, kaleye ya da alan dışına göndermesi.
- Yakınmak.
- Tepinmek.
- Vuruş.
- Geri tepmek.
Kick ile ilgili cümleler
English: I could kick myself for not inviting Tom and Mary to my party.
Turkish: Tom'u ve Mary'yi partime davet etmediğim için kendime sitem edebilirdim.
English: Ali decided to just kick back and relax.
Turkish: Ali sadece keyif çatmaya ve dinlenmeye karar verdi.
English: Don't kick the door open.
Turkish: Kapıyı tekmeleyerek açmayın.
English: Don't kick the dog.
Turkish: Köpeğe tekme atma.
English: I could kick myself for not bringing a map.
Turkish: Bir harita getirmediğim için kendimi tekmeleyebilirdim.
Kick ingilizcede ne demek, Kick nerede nasıl kullanılır?
Kick a goal : Topa vurup gol atmak. Gol atmak.
Kick about : Dövmek. Sağa sola atmak (top).
Kick against : Karşı çıkmak. Başkaldırmak.
Kick against the pricks : Boşa zırlamak. Otoriteye karşı gelmek. Otoriteye karşı çıkmak. Direnmek. Karşı gelmek. Boşuna dırlanmak. Sürekli muhalefet etmek. Hoş olmayan şeylere itiraz etmek. Nafile itiraz etmek. Karşı çıkmak.
Kick and stamp : Tepinmek.
Kick away : Tekmeleyerek çıkarmak veya uzaklaştırmak veya defetmek.
Kick drum : Bateri takımındaki bas davulu (ayak pedalı içe çalınan).
Kick butt : (argo) bir hedefe ulaşmak için kuvvetli veya zorlayıcı önlemler kullanmak. (birilerini bir iş yapmaları için) dürtmek. Gaz vermek. Ezici bir üstünlükle yenmek. Haddini bildirmek. Harika veya mükemmel olmak. Çok şaşırtıcı olmak.
Kick down the ladder : Merdivenden düşmek.
Kick around : Sürtmek. Oyalanmak. Dolaşmak. Aylaklık etmek. Amaçsızca dolaşmak. Kötü davranmak. Gereksiz emirler vermek. Dövmek. Kötüye kullanmak.
İngilizce Kick Türkçe anlamı, Kick eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Kick ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Boot : Yüklük. Yolcu taşıyan araçlarda yolcu yükünün konduğu kapalı ya da açık bölüm. Sepetleme. Kovmak. Ön yükleme. Çizme giydirmek. İşe yaramak.
Bequeaths : Vasiyetle bırakmak. Vasiyet etmek. Miras bırakmak. Miras olarak bırakmak. Vasiyet.
Back scissors kick : Bir oyuncunun, kendisini sırt üstü yere atarken ayaklarını havada devindirip makaslama vuruşla topu geri çevirmesi, bk. makaslama vuruş. Ters makas.
Cavorted : Zıplamak. Sıçramak. Hoplayıp sıçramak. Hoplamak. Oynamak.
Stomping : Yere vurmak. Ayağıyla ezmek. Enerjik. Basmak. Canlı. Kıpır kıpır.
Tuck : Sıkıştırmak. Kıvırmak. Katlamak. Tıkıştırmak. Sokmak. Kıvrılmak. Kıstırmak. (içine) sokmak. Tıkmak.
Back down : Bir iddiadan vazgeçmek. Savunulan iddadan vazgeçmek. Caymak. Boyun eğmek. Kabullenmek. Talepten vazgeçmek. Fikrinden vazgeçmek. Sözünden dönmek. Hatalı olduğunu kabul etmek.
Hoof : Çiftelemek (at vb). Tırnak. Sağ. Toynaklı olan memelilerin parmaklarının uç bölgesinde, ön tarafını korumaya yarayan boynuz maddesinden yapılmış kısım. Yaya gitmek. Ayak. Toynak.
Bequeath : Vasiyet etmek. Vasiyet. Vasiyetle bırakmak. Miras bırakmak. Miras olarak bırakmak.
Abdicates : Terketmek (tacını ve tahtını). İstifa etmek. Tacını ve tahtını terketmek. El çekmek. Çekilmek. Çekilmek (kral veya kraliçe tahttan). Tahttan çekilmek. Tahttan çekilmek (kral veya kraliçe).
Kick synonyms : place kick, chug, hesitated, backfiring, complains, knock, bow out of, bali, backfires, abandon, displace, bellying, backheel pass, centre forward, misfires, bopping, spurn, stamps, abdicated, kick and stamp, candidate, toe, beat, abnegate, hack, abjured, battery, backlashed, spurns, bemoaned, tucked, centre spot, scout.
Kick zıt anlamlı kelimeler, Kick kelime anlamı
Cheer : Teşvik etmek. Yüreklendirmek. Bağırış. Alkış. Avutmak. Keyiflendirmek. Keyif. Teselli etmek. Ferahlamak. Yardım etmek.
Kick ingilizce tanımı, definition of Kick
Kick kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To thrust out the foot or feet with violence. To strike, thrust, or hit violently with the foot. To spurn. A striking or thrust with the foot. As, a horse kicks a groom. Esp., to strike backward, as a horse does, or to have a habit of doing so. Hence, figuratively: To show ugly resistance, opposition, or hostility. To strike out with the foot or feet, as in defense or in bad temper. A man kicks a dog. A blow with the foot or feet.
Bu kısımda Kick kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Kick ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Kick anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Kick ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.