Haciz nedir, Haciz ne demek

Haciz; bir hukuk terimidir. kökeni arapça dilinden gelmektedir.

  • Bir alacağın ödenmesi için borçlunun parasına, aylığına veya malına icra dairesi tarafından el konulma

"Haciz" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Türkân'ın kocası oturdukları evin eşyalarını hacizden zor kurtarmıştı." - A. İlhan

Haciz hakkında bilgiler

Haciz, devletin, bireye ait bir alacağı veya bir kamu alacağını tahsil etmek amacıyla, borçlunun maddi değeri olan bazı mallarına el koyması ve bazı durumlarda borçlunun bu mallarda tasarruf yetkisini kısıtlaması işlemi. Hangi malvarlığı haklarına haciz konulup konulamayacağı hususunda genel olarak bir ayrım yoktur. Kural olarak borçlunun başkasına devredebileceği tüm haklar haciz konusu olabilir. Taşınır-taşınmaz mallar, alacak hakları (maaş, banka hesabındaki para, kira alacağı gibi) ve fikrî haklar (marka hakkı gibi) haczedilebilir.

Haciz kısaca anlamı, tanımı:

Alaca : Birkaç renkli iplikten yapılmış dokuma. Ağaçta ilk olgunlaşan meyve. Birkaç rengin karışımından oluşan renk, ala. Çorum iline bağlı ilçelerden biri. Keklik, bıldırcın vb. kuşları avlamak için kullanılan iki renkli bez. Meyvelere, genellikle üzüme düşen ben. İki veya daha çok renkli.

Borçlu : Manevi bir yükümlülük altında bulunan. Borcu kalmış olarak. Borcu olan, borç almış olan, verecekli, medyun, alacaklı karşıtı. Bir şeyi birinin yardımıyla elde etmiş olan.

 

Para : Kuruşun kırkta biri. Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit. Kazanç.

Haciz koymak : Borçlunun malına el koymak.

Haczetmek : Bir alacağın ödenmesi için borçlunun geçim ve mesleğinde gerekli olan şeyler dışında kalan para, aylık veya malına icra dairesi el koymak.

Hacizli : Haciz altına alınmış, mahcuz.

Ödenme : Ödenmek işi.

Daire : Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat. Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü. Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri. Bir yapı veya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm. Saz takımında usul vurmaya yarayan tef. Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası. Bu kuruluşların içinde çalıştıkları yapı.

Taraf : İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bir şeyin belli bölümü, kısmı. Yöre, yer. Yön, yan, doğrultu. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi. Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri.

Konulma : Konulmak işi.

Devlet : Talih. Mutluluk. Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık. Büyüklük, mevki. Bu tüzel varlığın yönetim organları.

Birey : Bir türün kapsamı içine giren somut varlık. Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert. İnsan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek can, fert. Doğa bilgisinde türü oluşturan tek varlıklardan her biri. Toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal, iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biri, fert.

 

Kamu : Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü. Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme. Hep, bütün.

Diğer dillerde Haciz anlamı nedir?

İngilizce'de Haciz ne demek? : n. distraint, sequestration, attachment, confiscation, distress, garnishment, levy, seizure, vesting

Fransızca'da Haciz : saisie-exécution, saisie [la]

Almanca'da Haciz : n. Arrest, Pfändung

Rusça'da Haciz : n. арест (M), секвестр (M)