Hold still türkçesi Hold still nedir

Hold still ile ilgili cümleler

English: Hold still, Tom.
Turkish: Kımıldama, Tom.

English: Hold still for a moment, please.
Turkish: Bir süre kımıldama, lütfen.

English: Hold still. This won't hurt.
Turkish: Kımıldama. Bu zarar vermeyecek.

English: Hold still or you'll be shot.
Turkish: Sabit kal ya da vurulacaksın.

English: Hold still.
Turkish: Kıpırdama.

Hold still ingilizcede ne demek, Hold still nerede nasıl kullanılır?

Hold : (ağırlık) taşımak. Günlük çekimler arasından asıl filmde kullanılmak üzere ayrılmış başarılı çekim. Sadık kalmak. Zaptetmek. Muhafaza etmek. Sahip olmak. Gözaltına almak. İyi çekim. Gemi ambarı. Tıkamak.

Still : Yatışmak. Hala. Yatıştırmak. Sakinleştirmek. Yine de. Hareketsiz. Dindirmek (fırtına vb'ni). Susturmak. Durgun. Durdurmak.

Hold a child back a year : Çocuğa okulda aynı sınıfı tekrarlatmak.

Hold a crowd back : Kalabalığı zaptetmek.

Hold a postmortem : Başarısız bir durumu ameliyat masasına yatırmak.

Hold a secret : Sır saklamak.

İngilizce Hold still Türkçe anlamı, Hold still eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Hold still ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Stand still : Hareketsiz durmak. Hareketsiz kalmak. Kımıldamadan durmak.

Shoving : İtme eylemi. Dürtme. Sokuşturma. Tıkma. İtme. İtip kakma eylemi. Arkadan itme eylemi. İtip kakma. Tıkıştırma.

Steadies : Uzatmalı sevgili. Oynamaz. Sabit durum. Kalıcı arkadaş. İstikrar. Titrememek. Doğru yola getirmek. İstikrarlı. Sallanmaz hale getirmek.

Stay put : Bir yerden ayrılmamak. Olduğun yerde kal. İstifini bozmamak. Yerinden kımıldamamak. Sabit durmak. Kıpırdamadan durmak.

Be at a standstill : Durmak. Kesilmiş vaziyette olmak. Durmuş vaziyette olmak. İşlemez halde olmak. Duraklamış olmak. Durgun olmak. Kesilmek.

Wriggling : Kıvranma. Yerinde duramama.

Steady : Sabit durum. Devamlı. Düzenli. Doğru yola getirmek. Teskin etmek. Susun. Sabit. Daimi. Aklı başında. Metin.

Sit tight : Sıkı durmak. Sağlam oturmak. Dediğinden vazgeçmemek. Olduğu yerde kalmak. Krizin geçmesini beklemek. Sabırlı ol. Yılmadan devam etmek. Yerinden kalkma. Vazgeçmemek.

Moving : Muharrik. Oynama. Oynak. Hareket ettirme. Tesirli. Duygulandırma. Acıklı. Hareketli. Dokunaklı.

Be at rest : İşlememek. İstirahatte olmak. Çalışmamak. Hareketsiz olmak. Ölmüş olmak.

Hold still synonyms : translocation, steadied, steadying, keep still.