Hottest türkçesi Hottest nedir

Hottest ile ilgili cümleler

English: Last year was the hottest year ever recorded.
Turkish: Geçen yıl şimdiye kadar kaydedilmiş en sıcak yıl oldu.

English: Summer is the hottest season.
Turkish: Yaz, en sıcak mevsimdir.

English: Today is the hottest day this year.
Turkish: Bugün, bu yılın en sıcak günüdür.

English: It's the hottest season of the year now.
Turkish: Şimdi yılın en sıcak mevsimi.

English: This is the hottest summer we have had in fifty years.
Turkish: Bu, elli yıl içinde yaşadığımız en sıcak yaz.

Hottest ingilizcede ne demek, Hottest nerede nasıl kullanılır?

Hottentot : Kültürsüz. Güney afrikalı bushman kabilesine ait olan. Uygarlaşmamış. Hottentot'e özgü. Hotanto.

Hottentot apron : Doğu ve güney afrika'daki zenci halklarda, kuzey ve güney amerika yerlileri ile okyanusya adalılarında, ama özellikle hotanto ve buşmanlarda kadınların cinsel örgenlerinin iç dudaklarını güzellik ve olgunluk belirtisi olarak yapay bir biçimde uzatmaları, genişletmeleri. Hotanto önlüğü.

Hotter : Acı. Baharatlı. Kızgın. Taze. Seksi. Şiddetli. Sıcak. Heyecanlı. Ateşli. Rahatsız edici.

 

Get hotter : Çözüme yaklaşmak. Yaklaşmak. Sonuca yaklaşmak.

Krey schotter obstetric hock : Doğuma yardım sırasında, özellikle ölü yavruları tespit amacıyla kullanılan, çift çengelden oluşan, uçları sivri doğuma yardım aygıtı. Krey çengeli.

Schottky noise : Kuvantum gürültüsü. Şotki gürültüsü. Schottky gürültüsü. Bir eksicik borusunda, alt-üşeğin yüzey koşullarındaki düzensiz değişikliklerin üst-üşek geriliminde oluşturdukları sendelemeler.

Hot blooded : Sıcak iklime sahip doğu veya orta asya orijinli at ırkları. İhtiraslı. Çabuk heyecanlanan. Öfkeli. Ateşli. Tutkulu. Ateşli (cinsel açıdan). Sinirli. Hiddetli.

Schottische : Polkaya benzer bir iskoç dansı. İskoç dansı.

Hot air : Sıcak hava. Palavra. Boş laflar. Hava gazı. Havagazı. Martaval. Boş sözler. Boş laf. Hava cıva. Atmasyon.

Schottky effect : Schottky etkisi. Şotki etkisi.

İngilizce Hottest Türkçe anlamı, Hottest eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Hottest ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Agonized : Üzüntülü (ayrıca agonised). Istırap ile tanımlanan. Acı çektiğini belli eden. Aşırı derecede üzücü. Acı ve kaygıyla nitelendirilen. Üzüntülü.

Blustering : Rüzgarlı. Tehdit etmek. Şamatacı. Yüksek ve haşin bir şekilde esme. Gürültücü. Tehditle. Sert bir şekilde esme (blustering winds {sert rüzgarlar} gibi). Taşkın. Sert (esme).

Crispy : Kıvırcık. Körpe. Gevrek. Canlı. Kırışık. Çıtır çıtır. Kıtır kıtır. Canlandırıcı. Taptaze ve sulu (meyve veya sebze).

Emergents : Boy gösteren. Meydana çıkan. Gelişmekte olan. Yeni bağımsızlık kazanmış. Doğmakta olan. Beliren. Gelişen. Çıkan. Ortaya çıkan.

 

Black : İs. Kara renk; üzerine düşen bütün ışığı soğuran cisimlerin rengi. Siyaha boyamak. Koyu. Morartmak. Karartmak. Kara. Siyah giysi. Morarmış. Siyahlatmak.

Hircine : Keçi gibi.

Foxy : Kurnaz. Tilki gibi. Sararmış (kitap). Üçkağıtçı. Kızıl kahverengi. Güvenilmez.

Adrenalised : Enerji dolu. Uyandırılmış. Uyarılmış. Tahrik edilmiş (ayrıca adrenalized). Coşkulu.

Playoff : Rövanş maçı. Baraj maçı. Eleme maçı. Rövanş. Beraberliği bozacak oyun.

Agitation : Heyecan. Sallanma. Çalkama. Çalkantı. Kışkırtma. Madencilik, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Çalkalanma. Daha düzgün bir açındırma sağlamak, yönsel açındırma etkisini önlemek amacıyla, açındırılmakta olan filmin yüzüne yakın yerdeki açındırmacın sallanması. Gerginlik.

Hottest synonyms : athletic competition, social event, echt, spelling contest, athletic contest, bananas, game, acid, bathed, fleshly, spiciest, true, disconcerting, grabby, expansive, baking, acuter, tournament, fraughting, contactor, grieved, fevered, austerest, ache, racy, sexier, afflictions, fleshlier, zestier, bothersome, fleshliest, the latest, in mint condition.

Hottest zıt anlamlı kelimeler, Hottest kelime anlamı

False : Tümdengelimci bir dizgede yapılan çıkarım ya da ulaşılan vargıların önsayıtlara aykırılığı. Uydurma. Kalp. Hain. Göstermelik. Yalancı. Hileli. İki yüzlü. Yapma. Hatalı.

Disingenuous : Yüze gülücü. İkiyüzlü. İki yüzlü. Samimi olmayan. Kurnaz.

Crooked : Yamuk yumuk. Çarpık. Yamuk. Sahtekar. Dolandırıcı. Eğri. Çökmüş. Namussuz. Çarpık çurpuk. Hilekar.

Hottest antonyms : dishonest, insincere, indirect, untrustworthy, counterfeit.