Hoylamak nedir, Hoylamak ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Saldırmak.

Kovalamak.

Koşmak, kaçmak: Yılandan korkup hoyladım.

Sığır sürmek.

Atlamak, zıplamak.

[Bakınız: hovlamak].

Bağırmak.

Çok akan su taşmak.

Kapalı yere birdenbire ya da kapıda duranları atlatarak hızla girmek, dalmak.

Bağırmak; seslenmek; çağırmak.

Hoylamak tanımı, anlamı

Birdenbire : Ansızın

Saldırmak : Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek. Bir şey veya kimse üzerine saldırı yapılmasına sebep olmak. Etkisiyle eritmek. Yıkıcı ve sert eleştiriler yapmak. Gemi, kalkmak için yelken açıp başını gideceği yola çevirmek.

Kovalamak : Kovmak. Yarışta, kaçmakta olan koşucu veya koşucuları yakalamaya çalışmak. Bir şeyin arkasına düşüp elde etmeye veya bir sonuca bağlamaya çalışmak, izlemek, takip etmek. Kaçanın arkasından koşmak, yakalamaya çalışmak.

Seslenmek : Uzaktan bağırarak çağırmak, ünlemek. Sözü birine veya birilerine yöneltmek, birine karşı söylemek, hitap etmek. Bir şey söylemek için sesini çıkarmak veya cevap vermek.

Hovlamak : Saldırmak. Fırlamak, koşmak. Toplu olarak saldırmak. Hayvanları sürmek, otlağa götürmek için bağırmak. Kapalı yere birdenbire ya da kapıda duranları atlatarak hızla girmek, dalmak. Girmek, içeriye dalmak. Öfkelenmek, kızmak, hayıflanmak. [Bakınız: hoy kılmak].

 

Duranlar : Bingöl şehri, Kiğı belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer. Kars ili, Kağızman belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Malatya ilinde, merkez ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Zıplamak : Bir yere çarpıp yukarı fırlamak. Sevinçten veya oyun yapmak için bulunduğu yerde havaya doğru fırlamak.

Seslenme : Seslenmek işi. Sözü birine veya birilerine yöneltme, hitap.

Kovalama : Kovalamak işi.

Saldırma : Saldırmak işi. Bir tür büyük bıçak.

Çağırmak : Birinin gelmesini kendisine yüksek sesle söylemek, seslenmek. Yüksek sesle şarkı, türkü söylemek. Binmek için bir araç istemek. Herhangi birinin bir yere gelmesini istemek, davet etmek.

Bağırmak : İnsan yüksek ve gür ses çıkarmak. Yüksek sesle azarlamak. Kendini belli etmek.

Zıplama : Zıplamak işi.

Bağırma : Bağırmak işi.

Atlamak : Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak. Yanılmak, aldanmak. Yüksek bir yerden alçak bir yere, ayaküstü gelecek bir biçimde kendini bırakmak. İnmek. Okuma, yazı yazma, sayı sayma vb. işlerde bazı bölümleri üstünkörü geçmek. Basında haberi zamanında verememek veya diğer gazetelerden öğrenmek. Bir işe sonucunu düşünmeden hemen girişmek. Binmek. Sınıfı okumadan geçmek.

Çağırma : Çağırmak işi.

Taşmak : Sıvı maddeler, içinde bulundukları kaba sığmayacak kadar çoğalma ve kabarma yüzünden kenarları aşmak. Öfke, sabırsızlık ya da heyecan yüzünden kendini tutamamak. İnsan, nesne vb. çokça bulunmak, sayısı artmak. Bir yere veya şeye sığmamak. Akarsu, yatağından çıkarak çevresini kaplamak.

 

Birden : Bir defada. Birlikte, beraberce, hepsi bir arada. Ansızın.

Dalmak : Suyun içine bütün vücuduyla ve hızla girmek. Bir yerin içine girmek. Başka bir şeyle uğraşamayacak veya başka bir şeyi düşünemeyecek biçimde kendini bir şeye kaptırmak. Kendini bilmez duruma gelmek, kendinden geçmek. Uyumak. Güreşte rakibinin belden aşağı bir yerini aniden tutmak.

Atlama : Atlamak işi. Belirli bir yerden gerilip hız alarak yapılmış olan sıçrama ile vücudu yerden kesip daha uzak bir yere kondurma veya belli bir yükseklikten aşırma. Bu biçimde en uzağa atlamak veya en yükseği aşmak amacıyla yarışılan atletizm dalı.

Diğer dillerde Hox genleri anlamı nedir?

İngilizce'de Hox genleri ne demek ? : hox genes