Turkish: Kuyumcu açık.
English: Ali asked Mary what she had bought at the jewelry store.
Turkish: Ali Mary'ye kuyumcuda ne satın aldığını sordu.
English: Ali and Mary went to the jewelry store together.
Turkish: Ali ve Mary birlikte kuyumcu dükkanına gittiler.
Jewelry : Takı. Bijuteri. Bkz.jewellery. Mücevher. Kuyum. Cevahir. Ziynet eşyası. Mücevherat. Kuyumculuk. Ziynet eşyaları.
Store : Bolluk. Depoya koymak. Bilgisayar, bilişim, ekonomi alanlarında kullanılır. Korunak. İşletmelerde malların alımı, birikimi, korunması, dağıtımı için kullanılan ve bunları dış etkilerden koruyan kapalı yer. Yüklemek. Akılda tutmak. Bir yazmaçta bulunan veriyi ana bellekte bir yere aktarmak. Hafızaya almak. Ambar.
Jewelry box : Mücevher kasası.
Jewelry dealer : Kuyumcu.
Jewelry maker : Mücevheratçı.
Ammunition store : Mühimmat deposu. Cephanelik.
Sözcükler, direkt olarak Jewelry store ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Goldsmiths : Kuyumcu ustası. Kuyumcular.
Jeweler : Mücevherci. Değerli metal ve taşlardan bilezik, küpe gibi takılar yapan veya satan kişi. Bkz.jeweller.
Goldsmith : Altın kuyumcusu. Kuyumcu ustası. Sarraf.
Silversmith : Gümüş işi yapan kimse. Gümüş kuyumcusu. Gümüşçü.
Jeweller : Mücevherci.
Jewelry store synonyms : jewelry dealer, jewellers.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Jewelry store kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Jewelry store ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Jewelry store anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Jewelry store ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.