Küçük alamecek nedir, Küçük alamecek ne demek

Küçük alamecek; Biyoloji alanında kullanılan bir kelimedir.

Biyoloji'deki anlamı:

Ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, ispinozgiller (Fringillidae) familyasından, 9.5 cm kadar uzunlukta, serçe iriliğinde, kaba ve kısa gagalı, uzun kanatlı ve besinini yerde arayan bir tür. Çöl şakrağı.

Küçük alamecek tanımı, anlamı

Alamecek : Kanatlarının üstü ve boynu kırmızı renkli küçük bir kuş. Ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, ispinozgiller (Fringillidae) familyasından, Doğu Akdeniz, Irak, İran ve Türkistan ile Fas ve Cezayir'de yaşayan, 15 cm kadar uzunlukta, ergin erkeklerde başın tepesi siyah, enine ince pas rengi çizgili, ense ve boynun yanları kum rengi olan bir tür. Kızıl şakrak

Küçü : Dokuma tezgâhlarında arış ipliklerini açıp kapayan tarak. Gücü (dokuma aygıtında). Dokumacılıkta arış ipliklerini aralayan iplik tarak.

Küçük : Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Geri aşamada. Değersiz, önemsiz. Niceliği az olan. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Yaşı daha az olan. Niteliği aşağı olan, bayağı. Kısık, parlak olmayan (ses). Küçük abdest.

Passeriformes : [Bakınız: ötücü kuşlar]. [Bakınız: ötücü-kuşlar].

İspinozgiller : Kanarya, saka, serçe, ispinoz vb. ötücü kuşları içine alan göçmen kuşlar familyası.

 

Ötücü kuşlar : Kuşlar sınıfının geniş bir takımı.

Uzunluk : Bir şeyin bir uçtan öbür uca kadar olan uzaklığı. Bir yüzeyin iki temel boyutundan en büyük olanı, boy, en karşıtı. Yazının, sözün kapsam yönünden genişliği. Süre yönünden uzun olma durumu. İki nokta arasındaki yer aralığının ölçümü, tul.

Kanatlı : Kanadı olan.

İspinoz : İspinozgillerden, gagası kısa ve koni biçiminde, sırt tüyleri yeşilimtırak mavi, boynu ve karnı kırmızı renkte, güzel sesli bir kuş (Fringilla coelebs).

Familya : Aile. Karı, eş. Birçok ortak özelliği sebebiyle bir araya getirilen cinslerin topluluğu, fasile.

Uzunlu : Kilis ilinde, merkez ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Samsun şehrinde, Çarşamba ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Yozgat kenti, Boğazlıyan ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

Kuşlar : Çok hücreli hayvanlardan, omurgalıların geniş bir sınıfı.

Gagalı : Gagası olan. Gagaburun.

Yerde : Bir yumrukoyuncusunun, yediği yumruk sonucu, ayaklarından başka vücudunun herhangi bir yeri ile yere değmesi, ayakta bitik duruma gelmesi, iplere asılı kalması, yumruklaşma alanı dışına çıkması ya da düşmesi hali.

Kuşla : Köpeğe verilen “yat"emri.

Serçe : Serçegillerden, insanlara yakın yerlerde yaşayan, kışın göçmeyen, koyu boz renkli, ötücü küçük bir kuş (Passer domesticus).

Takım : Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman. Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu. Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk. Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk. Hayvanlarda yemek borusu, akciğer ve karaciğere genel olarak verilen ad. Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu. Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup. Bölüğü oluşturan birliklerden her biri. Takım elbise. Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri. Birbirini tamamlayan şeylerin tümü. Sigara ağızlığı. Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik.

 

Gagal : Yeşil kabuğundan çıkarılmış ceviz. Göz bebeği: Gözümün gagalısın. Erkeklik organı.

Ötücü : Güzel öten, ötüşü güzel olan.

Kadar : Ölçüsünde, derecesinde. Miktarda, derecede. Gibi. Denli. Büyüklüğünde, genişliğinde. Süre belirten bir söz. Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz. Dek.

Diğer dillerde Küçük alaca ağaçkakan anlamı nedir?

İngilizce'de Küçük alaca ağaçkakan ne demek ? : lesser spotted woodpecker