Kümeölçüm nedir, Kümeölçüm ne demek

Kümeölçüm; Yöntem Bilimi alanında kullanılan bir kelimedir.

Teknik terim anlamı:

Her kümenin, biçimsel görünüşle alt gerçeklik gibi iki ana kesimden oluştuğu ve bu devingen oluşumun ancak devingen bir yaklaşımla gözlenebileceği anlayışıyla uygun yordam ve ölçerler geliştiren küme toplumbilimi.

Kümeölçüm anlamı, kısaca tanımı

Küme : Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup. Tümsek biçimindeki yığın. Durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak belli sayıdaki takımdan oluşturulan alt grup. Bir sınıfta öğrencilerin, belli bir eğitim ve öğretim amacıyla bir süre için oluşturdukları takım veya öbek. Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı gruplarının her biri. Tomar

Kümeölçüm çapraz çözümlemesi : Çeşitli kümesel göstereçleri saptayabilmek üzere kümeölçüm ölçeriyle elde edilen çekim ve itimlerin birlikte dağılımını veren çizelgenin çözümlenmesi.

Kümeölçüm çerçevesi : Bir kümenin dış biçimlenmesinin altında yatan, bireylerin ilgi ya da ilgisizlikleri, etki ya da tepkileri, çekim ya da itimlerinden oluşan ve ancak kümeölçüm çözümlemesiyle kavranabilen duyuşumlar ve ağlar karmaşası.

Kümeölçüm değerge göstergesi : Kümeölçüm ölçerine göre bireyin çekilme ve itilme değerlerini veren oranların birbirinden çıkarılmasıyla elde edilen toplu Ölçüm.

 

Kümeölçüm değergesi : Kümetartımı hazırlamada başvurulan ve kendilerine yönelen çekim ve itimlere dayanarak bireylerin küme içi yerlerini ya da konum değerlerini gösteren ölçüm.

Kümeölçüm göstergeç çözümlemesi : Kümeölçümde küme üyelerine yönelen çekim ve itimler toplamının üye sayısının bir eksiğine bölünmesiyle elde edilen ve bireyler arasında ölçünlü karşılaştırmalar yapmaya elveren oransal ölçüm.

Kümeölçüm ölçeri : Bir kümenin biçimsel ve onamlı görünüşü altında yatan devingen toplumsal gerçekliği ortaya çıkarmak amacıyla geliştirilmiş olan ve küme üyelerinin aralarındaki çekim ve itim ilişkilerine dayanarak kümenin yapısını çözümlemeye olanak sağlayan ölçer.

Toplumbilim : İnsan topluluklarının kökenlerini, yapı ve görev bakımından gelişmelerini, özelliklerini ve sorunlarını inceleyen bilim. İnsan topluluklarının yaşayışı ve bu toplulukları yöneten yasalar üzerinde öğrencilere gerekli bilgi ve görüşleri kazandırmak amacıyla lise ve dengi okullar ile kimi yüksek okullarda okutulan ders. Toplumun oluşum, işleyiş ve gelişim yasalarını inceleyen bilim dalı.

Ana kesim : Kesimlenmiş bir izlencede yerpaylaşır kesimleri çağırmak üzere sürekli olarak bellekte tutulan kesim. Yerpaylaşır kesimlerin tanımlanmadığı gerçek anlamda kesimlenmemiş bir izlencede de, öteki kesimlere göre denetim işlevlerini yürüten kesim için, ana kesim deyimi kullanılabilir.

Gerçeklik : Gerçek olan, var olan şeylerin tümü, hakikat, hakikilik, şeniyet, realite, reellik.

 

Devingen : Hareketli.

Gerçekli : Gerçeklenmiş, gerçek olduğu anlaşılmış, muhakkak.

Biçimsel : Biçime dayanan, biçimle ilgili, şekle ait, şeklî, formel.

Yaklaşım : Yaklaşma işi. Bir sorunu ele alış, ona bakış biçimi.

Görünüş : Görünme işi. Bulunulan bir yerden görülebilen alan, görünüm, manzara. Gözün ilk bakışta veya zihnin dolaysız olarak algıladığı şey. Fiillerin belirttiği oluşların süresi, gelişmesi ve bitmesiyle ilgili bütün biçimleri kapsayan dil bilgisi kategorisi. Gerçeğe uymayan dış görüntü, zevahir.

Anlayış : Anlama işi, telakki. Anlama yeteneği, feraset, izan, zekâ. Benzerlerinden ayıran özellik, konsept. Hoş görme, hâlden anlama. Bir toplum veya topluluktaki bireylerde görüş ve inanış etmenlerinin etkisiyle beliren düşünme yolu, düşünüş biçimi, zihniyet, mantalite.

Toplum : Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların tümü, cemiyet. Topluluk.

Yordam : Yatkınlık, alışkanlık, yeti, meleke. Çeviklik, çabukluk. Yöntem. Kılavuz, yardımcı. Çalım.

Gerçek : Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Yalan olmayan. Doğruluk. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Yapay olmayan. Temel, başlıca, asıl. Gerçeklik.

Oluşum : Oluşma işi, teşekkül, teşkil. Katman, kütle, gök cismi vb.nin biçimlenme süreci.

Diğer dillerde Kümeölçüm anlamı nedir?

İngilizce'de Kümeölçüm ne demek ? : sociometry