Kuzu nedir, Kuzu ne demek
"Kuzu" ile ilgili cümle örnekleri
- "Belki beş kuzunun derisinden yapılmış, siyah bir kalpak." - Ö. Seyfettin
Yerel Türkçe anlamı:
Kerpiç.
Mangal.
Veterinerlik alanındaki anlamları:
Henüz annesinden ayrılmamış veya yaklaşık 6 aylığa kadar olan koyun yavrusu.
İngilizce'de Kuzu ne demek? Kuzu ingilizcesi nedir?:
lamb
Kuzu hakkında bilgiler
[Bakınız: koyun]
Kuzu ile ilgili Cümleler
- Kuzu mükemmel bir şekilde pişirildi.
- Kuzularının derileri de değerli idi.
- Onun kuzu pirzolası var.
- 2009 yılında, çakallar Montana eyaletinde 2.500 koyun ve 12.000 kuzu öldürdü.
- Jale'nin küçük bir kuzusu vardı, onun yünü kar gibi beyazdı.
- Tom'un ailesi canciğer kuzu sarması gibidir.
- Kuzu, kurt tarafından öldürüldü.
- Kuzu bile kurt olur.
- Şimdi o olay şöyle doğruluk güzel bir miras ama okuduğum çok sevdiğim bir adamın kitabında şöyle der kara koyundan ak kuzu, ak koyundan kara kuzu da çıkar der.
- Tom'u en son gördüğümde daha ana kuzusuydu.
- Tekrar yağmur yağdırmak için kaç tane kurbanlık kuzuya ihtiyacımız var?
Kuzu anlamı, tanımı:
Koyun : Göğüsle giysi arası. Kollar arası, kucak. Koruyucu, şefkatli çevre. Verilen buyruklara uyan, kendi kişiliğini gösteremeyen kimse. Geviş getirenlerden, eti, sütü, yapağısı ve derisi için yetiştirilen evcil hayvan (Ovis aries).
Kuzu çevirmek : Kuzunun gövdesini şişe geçirip ateş korunun üzerinde çevirerek pişirmek.
Kuzu gibi : Çok uysal.
Kuzu gibi olmak : Uslanmak, sessizleşmek, sakinleşmek.
Kuzu kesilmek : Uysallaşmak, sessizleşmek, sakin bir durum almak.
Kuzu postuna bürünmek : Karşısındakini aldatmak için gerçek kişiliğini saklamak, kendini zararsız ve uysal göstermek.
Kuzum : Okşamalık, yalvarma veya dikkat çekme anlamları taşıyan bir seslenme sözü.
Kuzu dişi : Süt dişi. İleri yaşlarda çıkan diş, peynir dişi.
Kuzu eti : Kuzunun kesilip parçalanmış eti.
Kuzugöbeği : Çam ormanlarında, yol ve akarsu kenarlarında, meşe, akçaağaç, kayın gibi yaprak döken ağaçların altında, kireçli, kumlu topraklarda tek tek veya gruplar hâlinde yetişen, şapkası kalın ve etli, yenen, değerli bir tür mantar (Agaricus campestris).
Kuzu ıspanak : Genellikle Ege Bölgesi'nde yetişen, küçük yapraklı, taze ıspanak.
Kuzu kapama : Kemikli kuzu etinin, arpacık soğanı, yeşilsoğan, havuç, dereotu ile birlikte ağır ateşte pişirilmesiyle yapılmış olan bir yemek türü.
Kuzu kapısı : Büyük bir kapının içinde veya yanında bulunan küçük kapı, kuzuluk, kuzuluk kapısı, yavru kapı.
Kuzu kestanesi : Yabani ağaçlardan elde edilen, küçük, lezzetli bir tür kestane.
Kuzukulağı : Karabuğdaygillerden, nemli yerlerde yetişen, yaprakları salata olarak kullanılan, çiçekleri iki evcikli ve kırmızımtırak bir bitki, ekşikulak (Rumex acetosa).
Kuzu kuzu : Hiç ses çıkarmadan, karşı gelmeden, uysal bir biçimde.
Kuzu mantarı : Bazitli mantarlardan, çayırlarda, sulak yerlerde yetişen, şapkası etli, kalın, koni biçiminde, pürüzlü, yenilir bir mantar (Boletus edulis).
Kuzu pıtrağı : Kızılyaprak.
Kuzu sarmaşığı : Boyu 3 metre kadar olabilen, tırmanıcı, beyaz sütlü, çok yıllık ve otsu bir bitki (Canvolvulus arvensis).
Kınalı kuzu : Askere gönderilen gençlere verilen ad. Genellikle alnına kına yakılmış kuzu veya koyun. Sevgi belirtmek için kullanılan bir söz.
Ana kuzusu : Pek küçük kucak çocuğu. Sıkıntıya, güç işlere alışmamış, nazlı büyütülmüş çocuk veya genç.
Kaptanpaşakuzusu : Dalga tepelerinin çatlamasıyla oluşan, deniz üzerinde dizi hâlinde görünen beyazlık.
Süt kuzusu : Çok nazlı büyütülmüş kimse. Doğumdan ikinci ayın sonuna kadar olan ve ana sütü emen erkek veya dişi kuzu. Çok küçük çocuk, bebek, yavru.
Kuzukulağı asidi : Oksalik.
Kuzulama : Koyun yavrulama. Kuzu yürüyüşü gibi emekleme.
Kuzulamak : Çocuk ellerini yere dayayarak dizleri üstünde emeklemek. Koyun yavrulamak.
Kuzulaşma : Kuzulaşmak işi.
Kuzulaşmak : Kuzu gibi uysal ve zararsız duruma gelmek.
Kuzulu : Kendisine bitişik olarak aynı cinsten küçük tanesi olan (meyve ve sebze). Kuzusu olan (koyun).
Kuzuluk : Kuzu barınağı, ağıl. Yumuşak huyluluk. Kuzu kapısı.
Kuzuluk kapısı : Kuzu kapısı.
Ak koyunun kara kuzusu da olur : "iyi bir ailenin çocuğu kötü de olabilir" anlamında kullanılan bir söz.
Analı kuzu kınalı kuzu : Annesi sağ olan çocukların mutluluğunu anlatan bir söz. her işi yolunda giden.
Anasının körpe kuzusu : Pek küçük kucak çocuğu.
Canciğer kuzu sarması : İçli dışlı, candan, pek içten.
Çobana verme kızı ya koyun güttürür ya kuzu : "nazik bir işi, o işin inceliğini anlamayan bir kimseye yaptırma" anlamında kullanılan bir söz.
Geçmişe mazi yenmişe kuzu derler : "geçmişte kalan olayların üzerinde durulmasında bir yarar yoktur" anlamında kullanılan bir söz.
Yavru : Güzel, alımlı genç kız. Çocuk, evlat. Bir şeyin küçüğü. Yeni doğmuş hayvan veya insan.
Meyve : Ürün, sonuç, kâr. Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan, genellikle yenebilen organ, yemiş.
Sebze : Genellikle pişirilerek yenen bitkiler veya bunların taneleri, göveri, göverti, sebzevat, zerzevat.
Bitişik : Yandaki. Yan. Yan yana olan. Yandaki ev, bina vb.
Küçük : Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Küçük abdest. Niteliği aşağı olan, bayağı. Yaşı daha az olan. Kısık, parlak olmayan (ses). Değersiz, önemsiz. Niceliği az olan. Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Geri aşamada.
Deneyimsiz : Deneyimi olmayan, tecrübesiz.
Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.
Toy : Deneyimsiz, acemi, çaylak. Toygillerden, böcek ve tane ile beslenen, eti için avlanan, kızıl tüylü bir kuş (Otis tarda). Ziyafet. Gençliği sebebiyle görgüsüz ve beceriksiz olan.
Kuzu besisi : Kuzuların sütten kesildikten sonra yoğun yemlerle beslenerek kısa sürede 45-50 kglık kesim ağırlığına ulaştırılması.
Kuzu dizanterisi : Yeni doğan kuzularda Clostridium perfringens Tip-Bnin neden olduğu perakut, toksemik ve öldürücü hastalık.
Kuzu kartalı : Kartallar (Falconiformes) takımının, kartalgiller (Falconidae) familyasından, 115 cm kadar uzunlukta, sırtı kara olup çizgili, karnı daha açık renkli, kuyruğu kahverengi ve kama şeklinde, Avrupa ve Asya'da yüksek dağlarda yaşayan bir tür. (zooloji) (Gypaetus barbatus) Kartallar (Falconiformes) takımının kartalgiller (Falconidae) familyasından bir kuş türü. Uzunluğu 115 cm. Sırtı kara olup beyaz çizgilidir. Karnı daha açık renktedir. Başı kara olur. Kama biçimindeki kuyruğu kahverengidir. Orta Güney Avrupa, ve Orta Asyada yüksek dağlarda yaşar.
Kuzu kerpiç : Dikdörtgen prizma biçimindeki kerpiç.
Kuzu sofrası : Ağırlığı fazla güreşçinin ağırlığını indirmek için besininde yapılan kurallı sınırlama.
Kuzu yünü : Kuzunun kısa, yumuşak yapağısı.
Kuzubaşı : Geniş yapraklı, kalın köklü yenilen bir bitki
Kuzuböpreği : Sert taneli, siyah, yuvarlak bir çeşit üzüm.
Kuzucak : Adana şehri, Ceyhan belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Çorum şehri, Sungurlu belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Kahramanmaraş ilinde, merkez ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
Kuzucu : Edirne şehri, Havsa ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge. İçel şehrinde, Kuzucubelen bucağına bağlı bir yer. Konya ilinde, Çumra ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Diğer dillerde Kuzu anlamı nedir?
İngilizce'de Kuzu ne demek? : [Kuzu] n. lamb, yeanling, hogget
Fransızca'da Kuzu : agneau [le]
Almanca'da Kuzu : n. Bock, Lamm
Rusça'da Kuzu : n. ягненок (M), барашек (M)
Bu kısımda Kuzu nedir? Kuzu ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Kuzu tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Kuzu hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.