Laugh türkçesi Laugh nedir

Laugh ile ilgili cümleler

English: A teacher should never laugh at a student who makes a mistake.
Turkish: Öğretmen hata yapan bir öğrenciye asla gülmemeli.

English: "Oh my God! What kind of laugh was that?" — "Oh, nothing serious! Mary is practicing how to laugh like a witch for a play."
Turkish: "Oh aman Allahım! O ne tür gülmekti?" - "Oh, ciddi bir şey değil" Mary oyun için bir cadı gibi nasıl gülüneceğini pratik yapıyor."

English: A Frenchman, for instance, might find it hard to laugh at a Russian joke.
Turkish: Bir Fransız, mesela, bir Rus şakasına gülmekte zorlanır.

English: A teacher should never laugh at his students' mistakes.
Turkish: Bir öğretmen öğrencilerinin hatalarına asla gülmemeli.

English: A teacher should never laugh about a pupil who has made a mistake.
Turkish: Bir öğretmen hata yapan bir öğrenciye asla gülmemeli.

Laugh ingilizcede ne demek, Laugh nerede nasıl kullanılır?

Laugh at : Birisine gülmek. Alay etmek. Gülüp geçmek. Alaya almak. Gülmek.

Laugh at a joke : Komik hikaye anlatıldığı için kıkır kıkır gülmek. Espriye gülmek. Muzipliğe veya güldürücü söze gülmek.

Laugh at danger : Tehlikeyi önemsememek. Tehlike karşısında gülmek. Risklere aldırmamak.

 

Laugh at my expense : Benim durumumla alay etmek. Beni şaka kaynağı olarak kullanmak. Bana gülmek. Benimle alay etmek.

Laugh away : Aldırmamak. Gülerek geçirmek. Eğlenmek. Gülerek geçiştirmek. Gülerek konuyu kapatmak. Gülüp geçmek. Küçümsemek.

Laugh out of court : Aldırmamak. Kulak asmamak. Tamamen alay konusu yapmak. Küçümsemek. Alay konusu ederek işten çıkarmak. Dalga geçmek.

Laugh off : Önemsememek. Acıya gülmek. Gülüp geçmek. Küçümsemek. Aldırmamak. Gülerek geçiştirmek. Şakaya vurmak.

Laugh like a drain : Makaraları koyvermek. Makaraları koyuvermek. Kahkahalarla gülmek.

Laugh down : Gülerek susturmak.

Laugh to scorn : Alay etmek ve eğlenmek. Küçümseyerek gülmek. Alaya almak ve aşağılamak.

İngilizce Laugh Türkçe anlamı, Laugh eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Laugh ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Utterance : İfade. Sözce.

Raise a laugh : (dinleyicileri) güldürmek.

Be amused : Oyalanmak.

Levities : Şakalaşma. Düşüncesizlik. Hafiflik. Patavatsızlık. Hoppalık. Laubalilik. Ciddiyetsizlik. Sebatsızlık.

Disport : Oynamak. Eğlenme. Kendini eğlendirmek. Oyalanmak. Oynama. Oyalanma.

Laughters : Kahkahalar. Kahkaha.

Nickers : At sesine benzer se çıkarmak. Kişnemek. Hafifçe kişnemek. 1 sterlin. Hafifçe kişneme.

Dally : Vakit öldürmek. Zaman öldürmek. Haylazlık etmek. Oynaşmak. Sallanmak. Oyalanmak. İşi ağırdan almak.

Cachinnate : Yüksek sesle gülmek.

Laugh synonyms : express joy, express emotion, express mirth, laugh loudly, bellylaugh, express feelings, laughs, laugh at, cachinnation, glories, bray, have a smile, howled, dawdled, dally with, crack up, giggling out loud, ha ha, guffaw, chortle, laughter, exults, exult, belly laugh, gloried, risible, gladdens, convulse, be delighted, horselaugh, levity, gladdening, nicker.

 

Laugh zıt anlamlı kelimeler, Laugh kelime anlamı

Cry : Bağırmak. Haykırma. Haykırmak. Bağırmak (hayvan). Seslenmek. Ağlama. Feryat. Ağlamak. İlan etmek. Haykırış.

Laugh ingilizce tanımı, definition of Laugh

Laugh kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To affect or influence by means of laughter or ridicule. Laughter. [Bakınız: Laugh]. The sound heard in laughing. To show mirth, satisfaction, or derision, by peculiar movement of the muscles of the face, particularly of the mouth, causing a lighting up of the face and eyes, and usually accompanied by the emission of explosive or chuckling sounds from the chest and throat. An expression of mirth peculiar to the human species. To indulge in laughter.