Turkish: Ali mükemmel Fransızca konuşur, ama onun anadili Almanca'dır.
English: Julia's native language is Italian.
Turkish: Julia'nın ana dili İtalyanca'dır.
English: My native language is French.
Turkish: Ana dilim Fransızca.
English: My native language is a foreign language for someone else.
Turkish: Benim anadilim bir başkası için yabancı dildir.
English: His native language is French.
Turkish: Onun ana dili Fransızcadır.
Native : Natif. Bilgisayar, biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Kendi doğal alanında bulunma. Doğal, doğuştan, basit, yerli. Bir maddenin normal yapısını muhafaza etmesi. bir proteinin ya da nükleik asidin normal yapısında olması. İlkel. Kültürel evrimin alt basamaklarında bulunan, doğaya büyük ölçüde bağlı olan, geleneklerle göreneklerin oluşturduğu bir düzen içinde yaşamını sürdüren ve tarihöncesi insanınkine benzer kültürel ve toplumsal bir yapıda varlığını yönlendiren birey. bk. ilkel toplum. Katısız, saf ve kendine özgü özelliklerini kaybetmemiş olan. Doğal. Yerli.
Language : Lisan. Dil. Mesleki dil. Konuşulur. Dili. Edebiyat.
Native ability : Kültür ve eğitim etkilerinin dışında bireyin doğuştan elde ettiği yetenek. Doğuştan gelen yetenek. Allah vergisi yetenek.
Native american : Kızılderili. Amerikan kızılderilileri'ne ait. Kuzey ve güney amerika'nın yerli halkına ait. Amerikan yerlisi.
Native born : Doğma büyüme. Yerli.
Native born israeli : İsrail yerlisi olan kimse. İsrail'de doğmuş olan kimse.
Sözcükler, direkt olarak Native language ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Vernacular : Anadile ait. Yerli dil. Argo. Anadilini kullanan. Lehçe. Ağız. Deyim. Konuşma dili. Yerel dille yazılan. Şive.
Natural language : Tabii dil. Yıllar boyunca gelişmiş olan insan dili.
Vernaculars : Yerel dille yazılan. Yerli dil. Deyim. Şive. Konuşma dili. Argo. Lehçe. Ağız.
Primitive language : Bugün ses yapısı, şekil yapısı ve anlam bakımından birbirinden az çok farklılaşmış bulunan dil veya lehçelerin, kök bakımından bilinmeyen bir tarihte birleştikleri ortak dil: ana türkçe, ana moğolca, ana altayca, roman dillerine kaynaklık eden latince gibi. başlıca dünya dilleri, sayıları sınırlı birtakım eski ana dillerin zaman içinde lehçeler ve müstakil diller halinde dallanarak farklılaşmasından oluşmuştur. Kök dil.
Mother tongue : Ana dili. İnsanın doğup büyüdüğü aile ve soyca bağlı bulunduğu toplum çevresinden öğrendiği, bilinç altına kadar inebilen ve kişilerle toplum arasındaki ilişkilerde en güçlü bağı oluşturan dil: insandaki ana dili duygusu konuşmadaki bazı yanlışları kolaylıkla önler.
The vernacular : Deyim. Lehçe. Konuşma dili. Anadile ait. Yerli dil. Ağız. Yerel dille yazılan. Şive.
Native language synonyms : native tongue.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Native language kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Native language ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Native language anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Native language ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.