Paralı televizyon nedir, Paralı televizyon ne demek

Paralı televizyon; Televizyon alanında kullanılan bir terimdir.

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Tecimsei televizyonun kapalı yayınına dayanan, ancak abonelerin izleyebileceği izlenceleri evlerdeki almaçlara eşeksenli kablolarla dağıtan televizyon dizgesi.

Paralı televizyon kısaca anlamı, tanımı

Tele : İnce ip, iplik. Hayvanlar için kurulan tuzak. Giysi yakalarının içine konulan kolalı bez, tela. Tuzak. Bir terzi malzemesi: tela. Televizyonun, konuşma dilinde kısaltılmışı. "Televizyon" sözcüğünden kısaltmayla elde edilen ön ek. (Yabancı dillerde téléciné, téléfilm, teleplayer, ve benzerleri bileşiklerde kullanılır). Yunanca "tele" (uzak, ırak) sözcüğünden alınarak yabancı dillerde bu anlamda ön ek olarak kullanılan ve çeşitli bileşikler (télécommunication, télégraphe, téléphone, télévision; telefilm, telephoto, teleplayer, telerecorder, television; Telefon, Telefoto, Telegrafie, Teleskop, vb.) türeten sözcük. Ceketlerin göğüs ve yaka kesimlerini sert tutmak amacıyla kullanılan kıl kumaş. ( Uşak.; Güdül Ankara)

Para : Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit. Kuruşun kırkta biri. Kazanç.

Paralı : Parası çok olan, zengin (kimse). Para karşılığında sağlanan, bedava olmayan. Üzerinde yuvarlak ve irice benekleri olan. Para karşılığında.

 

Televizyon : Vericiden iletilen dalgaların görüntü ve ses olarak görünmesini ve duyulmasını sağlayan aygıt, televizyon alıcısı.

Eşeksenli kablo : İçi dolu bir iletkenle bunu çevreleyen içi boş bir iletkenden oluşan kablo.

Kapalı yayın : Alıcıdan, doğrudan doğruya eşeksenli kablolar yardımıyla belirli almaçlara televizyon imi aktararak gerçekleştirilen yayın. (Bu yönden, bir verici yayaç aracılığıyla uzayda yayılan elektromıknatıslı dalgalar yoluyla yapılan açık yayının karşıtıdır).

Eşeksenli : Eksenleri birbirine eşit olan.

İzlence : Belirli şartlara ve düzene göre yapılması öngörülen işlemlerin bütünü, program.

Dayana : Yenge.

Kapalı : Kapanmış olan, açılmamış, açık karşıtı. Açık ve kesin söz kullanmadan söylenen, müphem. İçe dönük yaradılışta olan. Dış çevreyle ilişki içerisinde olmayan. Geçilmez durumda olan. Açık olmayan (giyecek). Bulutlu, karanlık (hava). Çalışma süresi sona ermiş (iş yeri). Başı örtülü (kadın). Gizli, saklı.

Abone : Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi. Bir şeyi sürekli olarak kullanmak için hizmeti verenle sözleşme yapan kimse, sürdürümcü. Bir yere gitmeyi alışkanlık hâline getiren (kimse).

Yayın : Basılıp satışa çıkarılan kitap, gazete vb., neşriyat. Radyo ve televizyon aracılığıyla halka sunulan, duyurulan, iletilen eser, program, neşriyat.

Tecim : Ticaret.

Almaç : Bir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren cihaz, alıcı, reseptör.

Kablo : Elektrik akımı iletiminde kullanılan ve yalıtkan bir madde ile sarılı bulunan metal tel.

 

Ancak : "Yalnızca" anlamında, sınırlama bildiren bir söz, bir. "Lakin, ama, fakat, yalnız" sözleri gibi bir düşünceye karşıt ikinci bir düşünceyi anlatan bir söz. "Olsa olsa, en çok, daha çok, güçlükle" anlamlarında, bir şeyin daha çoğunun, ilerisinin olmadığını gösteren bir söz, dar, gücün. En erken.

Dizge : Bir bütün oluşturacak biçimde birbirine bağlı ögelerin bütünü, manzume, sistem. Bir ilkeye veya dünya görüşüne göre düzenlenmiş düşünceler, bilgiler, öğretiler bütünü, manzume, meslek, sistem.

Alma : Almak işi, ahiz, derç, ittihaz, kabız. Bir iş adamının veya profesyonel sporcunun para karşılığı başka bir işe veya kulübe geçmesi, transfer.

Teci : Ne olduğu bilinmeyen kişi.

Diğer dillerde Paralı televizyon anlamı nedir?

İngilizce'de Paralı televizyon ne demek ? : pay-television, subscription-television, fee-television, pay-as-you-see-television, pig-sequel television, (ayrıca tecim adları da vardır: phonevision, telemeter, subscriber vision ..