Peçe nedir, Peçe ne demek

Peçe; kökeni italyanca dilinden gelmektedir.

"Peçe" ile ilgili cümle

  • "En büyük günahımız yüzümüzde bir peçe, sırtımızda bir çarşaf olması." - A. Gündüz
  • "Bu düzme cadının peçesini kaldırmalıyız." - H. R. Gürpınar

Yerel Türkçe anlamı:

Tarlaları sulamak için ana arktan ayrılan küçük su arkları.

Dokuma tezgâhında ipliklerin geçirildiği delikli tahta parçası.

Elbise, gömlek ve benzeri giysilerin kollarındaki manşet.

Dumanın geri dönmemesi için ocağın önüne konulan perde.

Kovanları taşırken üstlerine sarılan, arıların çıkmamasını sağlayan, koni biçiminde, kıldan dokunmuş örtü.

Dokuma tezgâhında ipliklerin geçirildiği 20 delikli tahta parçası.

Pencere, tavan penceresi.

[Bakınız: pece]

Ev saçağı

Duvar içindeki kapaksız dolap.

Kapaksız dolaplara konulan perde.

Piliç.

Baca.

Gök bilimleri ve Uzay alanındaki anlamı:

Yıldız resimlerinin alındığı plakların yüzeyinde görülen hafif karartı; gökyüzünün hafifçe aydınlık olmasından ileri gelir.

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Ağların kenar kısımları.

İngilizce'de Peçe ne demek? Peçe ingilizcesi nedir?:

veil, side net

Peçe hakkında bilgiler

[Bakınız: başörtü]

Peçe anlamı, kısaca tanımı:

 

Peçeleme : Peçelemek işi.

Peçelemek : Gizlemek. Bir şeyi örtmek. Uzaktan seçilmesin diye bir şeyin üzerine ağaç dalı, çalı vb. şeyler örtmek, alalamak, kamufle etmek.

Peçelenme : Peçelenmek işi.

Peçelenmek : Peçeleme işi yapılmak.

Peçeli : Yüzünü örtmek için peçe takmış olan.

Peçenek : VIII-XI. yüzyıllar arasında Türkistan'da, Güneydoğu Avrupa ve Balkanlarda yaşamış olan bir Türk kavmi.

Peçenekçe : Peçenek Türkçesi. Bu Türkçeyle yazılmış olan.

Peçesiz : Yüzünü örtmek için peçe takmamış olan.

Peçete : Yemekte giysiyi korumak, ağız silmek için kullanılan ince, yumuşak kâğıt veya kumaş parçası.

Kadın : Bayan. Erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi, zen. Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan. Hizmetçi bayan.

Sokak : İl, ilçe vb. yerleşim bölgelerinde, iki yanında evler olan, caddeye oranla daha dar veya kısa olabilen yol.

İnce : Ayrıntılı. Hafif, gücü az. Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı. Taneleri ufak, iri karşıtı. Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı. Aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı. Tiz (ses), pes karşıtı. Zayıf. Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar). İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı.

Siyah : Baskıda başka harflerden daha kalın görünen harf türü. Kara, ak, beyaz karşıtı. Bu renkte olan.

Örtü : Yapılarda çatı, dam. Örtmek için kullanılan şey, vualet.

Nikap : Yüz örtüsü, peçe.

Maske : Boyalı karton, kumaş veya plastikten yapılmış olan ve başkalarınca tanınmamak için yüze geçirilerek kullanılan yapma yüz. Kişinin oynadığı rol veya hem kendisine hem de çevresine karşı takındığı davranış. Korunmak için özel olarak yapılıp yüze geçirilen şey. Yüz ve boyun güzelliği için cilde sürülen krem, macun vb. şeyler. Gerçek duyguları veya bir şeyin gerçek görünüşünü gizleyen aldatıcı görünüş, davranış.

 

Başörtü : Başörtüsü.

Sır : Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önleme vb. amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik. Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey. Bir amaca ulaşmak için kullanılan, başvurulan özel ve gizli yöntem. Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem. Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka. Bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, deneyim ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanı.

Giz : Yelken gemilerinde mizana direği denilen kıç direkte eğik duran bayrak sereni. Sır.

Peçe taşı : Odadaki ocağın üst taşı.

Peçeçe : Yarasa.

Peçek : Yabansarmaşığı. Böğürtlen çalısı gibi uzayan, beyaz, sarı çiçek açan, yaprağı sabun gibi köpüren bir ot. Dere kıyılarında yetişen, gövdesi yenilen bir ot. Yüzü kapatan örtü,peçe. Örtü

Peçel : Kolu, bacağı sakat, düşkün kimse. Yaşlı (kimse). Zayıf (kimse). bk.peçal. İçine yabancı öğeler karışmış tahıl.

Peçeli baykuş : Kuşlar (Aves) sınıfının, gece yırtıcıları (Strigiformes) takımının, peçeli baykuşgiller (Tytonidae) familyasından, 43 cm kadar uzunlukta, Türkiye'nin Trakya ile Güneydoğu Anadolu bölgesinde ekili tarlalarda, seyrek ağaçlı açık arazilerde her mevsim görülen, genellikle harabelerde yuva yapan, küçük memeli hayvan, kuş, çekirge, sürüngen ve kurbağalarla beslenen bir tür. (zooloji) (Tyto alba), Gök-kuzgunumsular (Coraciiformes) takımının peçeli-baykuşgiller (Tytidae) familyasından bir kuş türü. Uzunluğu 43 cm. Sırtı külrengi olup pas sarısı çizgili, karnı açık renktir. Peçesi çok barizdir. Kuyruğu kısa, kanatları-uzun olur. Dünyanın her tarafına yayılmışlardır. Yıkıntılarda raslanır.

Peçeli baykuşgiller : Kuşlar (Aves) sınıfının, gökkuzgunumsular (Coraciiformes) takımının, gece yırtıcıları (Striges) alt takımından, parmakları çıplak, gagalarının dibi düz olan, peçeli baykuş (Tyto alba) türü iyi bilinen bir familya.

Peçeli-baykuşgiller : (Tytidae), (Yun. tyto = baykuş), Omurgalı hayvanlardan kuşlar (Aves) sınıfının gök-kuzgunumsular (Coraciiformes) takımının gece-yırtıcıları (Striges) alt-takımına giren bir familyası. Orta büyüklüktedirler. Parmakları çıplaktır. Gagalarının dibi düz olur. Eşeyler birbirine benzer. Peçeli baykuş (Tyto alba) türü iyi bilinir. (bk.)

Peçelitavuk : İspenç tavuğu.

Peçellemek : Bir işi beceremeyip bozmak.

Peçelması : Yazın yetişen kırmızı renkli bir çeşit elma.

Peçe ile ilgili Cümleler

  • Peçeteye baktın mı sana gülümsüyor?
  • Onu bir peçete üzerine yazdım.
  • Ali peçetesini açtı.
  • Peçete kullan.
  • Ali peçeteleri dikkatlice katladı.
  • Peçeteyle dudaklarını temizle.
  • Garson, bana bir peçete lazım.
  • Çay tabağının içine konan küçük peçetelerle bile bilgi verebilirsin değil mi?
  • Ali bir peçete aldı ve Mary'nin çenesini sildi.
  • Peçeteler klorsuzdur.
  • Peçetede bir şeylerin yazdığını gördüm.
  • O, yaralarını gizlemek için bir peçe takar.

Diğer dillerde Peçe anlamı nedir?

İngilizce'de Peçe ne demek? : [pece (f) ] n. pitch, tar

n. communist party, party which supports the socialist system of government; communist, supporter of communism, member of the Communist Party

n. veil

Fransızca'da Peçe : voile [le]

Almanca'da Peçe : n. Schleier

Rusça'da Peçe : n. покрывало (N), паранджа (F), вуаль (F), чадра (F)