Raise türkçesi Raise nedir

  • Dikmek.
  • Büyütmek.
  • Bilgisayar alanında kullanılır.
  • Kaldırmak.
  • Öndürmek.
  • Vergin artışı.
  • Büyütmek (çocuk).
  • Kabartı.
  • İnşa etmek.
  • Yükseltmek.
  • Artış.
  • Yukarı kaldırmak.
  • Artırmak.
  • Çıkıntı.
  • Yokuş.
  • Kaldırmak (yukarı).
  • Toplamak.
  • Bir araya getirmek.
  • Zam.
  • Yetiştirmek.
  • Konusunu açmak.
  • Rampa.
  • Yükselme.
  • Beslemek.

Raise ile ilgili cümleler

English: Ali didn’t raise his voice.
Turkish: Ali sesini yükseltmedi.

English: Ali and Mary raise rabbits for meat.
Turkish: Ali ve Mary et için tavşan yetiştirmektedir.

English: Ali and Mary are always arguing about how to raise their children.
Turkish: Ali ve Mary çocuklarını nasıl yetiştirecekleri konusunda her zaman tartışıyorlar.

English: Ali didn't have to raise his voice.
Turkish: Ali sesini yükseltmek zorunda değildi.

English: Ali volunteered to help raise money for a new orphanage.
Turkish: Ali yeni bir yetimhane için para toplamaya yardım etmeye gönüllüydü.

Raise ingilizcede ne demek, Raise nerede nasıl kullanılır?

Raise a blockade : Ablukayı kaldırmak.

Raise a check : Sahtecilik yaparak bir çekin değerini artırmak.

Raise a claim : Bir iddiada bulunmak. Bir iddia öne sürmek.

Raise a hand : El kaldırmak.

Raise a hue and cry : Bağrışmak. Etekleri tutuşmak. Protesto etmek.

Raise an objection : İtirazda bulunmak. İtiraz etmek.

 

Raise an issue : Bir tartışma maddesi yaratmak. Sorun çıkarmak. Bir konu ortaya atmak. Bir konu ileri sürmek.

Raise an objection to : İtirazda bulunmak. İtiraz etmek.

Raise a siege : Düşmanı çekilmek zorunda bırakmak. Kuşatmayı kırmak.

Raise a loan : Ödünç almak.

İngilizce Raise Türkçe anlamı, Raise eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Raise ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Price increase : Mal, hizmet ve üretim faktörü fiyatının artırılması. Fiyat artışı.

Prove : Denemek. Sınamak. Göstermek. Ortaya koymak. Çıkmak. Sağlamasını yapmak. Anlaşılmak. Bulunmak. Kanıtlamak. Olmak.

Pad : Haraç. Ufak yastık. Bloknot. Doldurmak (yumuşak bir madde ile). Takviye etmek. Lehimli ekte, yumuşayan lehimi sıvamakta kullanılan bez. Sıvama bezi. Sümen. Keçe.

Erects : Dikleşmek. Kurmak. İkame etmek. Dikilmek. Dikmek (heykel veya direk vb'ni). Tesis etmek. Yapmak.

Accent char : Vurgu karakteri.

Buckle : Yer yer kabarmak. Bükülmek. İliştirmek. Boyun eğmek. Eğim. Eğmek. Kopça. Kırım. Toka ya da kopça ile tutturmak. Eğilmek.

Pay raise : Maaş zammı.

Axe : Balta ile kesmek. İptal etmek. Sepetlemek. Baltayla budamak. Kısma. Kısmak. Azaltma. Azaltmak. Kovma.

Absolute loader : Salt yükleyici. Mutlak yükleyici.

Annulling : Feshetmek. İptal etmek. Bozmak. İlga etmek. Sözleşme vb'ni bozmak. Hükümsüz kılmak. Çevirmek. Yürürlükten kaldırmak. Fesh etmek.

Raise synonyms : trice up, hike up, arising, chin up, annuls, bestir, ascensions, civilise, buildups, boom, amplifies, aggrandizing, augment, distinction, bulges, cultivate, launching pad, elevates, feed, count by, confecting, bear, procreate, cock, cultivates, displace, accumulating, jack, cluster, platform, incrementing, protuberances, cradle.

 

Raise zıt anlamlı kelimeler, Raise kelime anlamı

Decrease : Küçültmek. Düşüş. Azalmak. İnmek. Azalma. Azaltmak. Düşüş göstermek. Eksilme. İnişe geçmek. Küçülmek.

Lower : Küçültmek. Satakdaki malın isteklerden daha çok olması nedeniyle bunların satışlarını sağlamak amacıyla ederlerinde yapılan indirim. aynı konu üzerinde çalışan ve aynı özellikte nesneyi yapıp satan kişilerin karşıtı ile tecimsel bir yarışta bulunmak ve onun etkilerinden kurtulabilmek amacıyla satış ederleri üzerinde yaptıkları indirim. Alçaltmak. Alt. Surat asmak. Karartmak. Eder indirimi. Aşağılamak. Eksilmek. Düşürmek.

Fall : Düşme. Yıkılmak. Güz. Vurmak. Düşüş göstermek. Devrilmek. Rastlamak. Atışmak. Kötü yola düşmek. Dökülmek.

Raise ingilizce tanımı, definition of Raise

Raise kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To elevate. As, to raise a stone or weight. To bring from a lower to a higher place. To cause to rise. To heave. To lift upward.