Turkish: Birkaç yıl önce, kocaman bir skandal vardı.
English: Ali and Mary visited Scandinavia.
Turkish: Ali ve Mary İskandinavya'yı ziyaret ettiler.
English: As soon as I can get my son to scan our family photos, I'll upload some of them to our website.
Turkish: Aile fotoğraflarımızı oğluma taratır taratmaz, onlardan bazılarını web sitemize yükleyeceğim.
English: A banking scandal is sweeping across Capitol Hill.
Turkish: Bir bankacılık skandalı Capitol Hill'i baştan başa süpürüyor.
English: A few years ago, there was a huge scandal at my school.
Turkish: Birkaç yıl önce okulumda kocaman bir skandal vardı.
Scan a disk for viruses : Bir diskte virüs aramak.
Scan area : Tarama alanı.
Scan line : Tarama çizgisi. Tarama hattı.
Scan line interleaving : Slı. Görüntülenme hızını büyük oranda artıran bilgisayar ekranı veri işlem yöntemi (bilgisayar).
Scan linearity : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Doğrusallık. Bir resimdeki herhangi bir noktanın gerek düşey gerekse yatay olarak tam yerinde bulunması.
Helical scan track : Eğik im. Mıknatıslı görüntü kuşağında televizyon iminin televizyon yoluna eğik olarak saptanmışı. enine imin karşıtı. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.
Digital scan converter group : Dijital tarama çevirici grubu.
Surface scan options : Yüzey tarama seçenekleri.
Field scan synchronization : Alan eşleme imiyle gerçekleştirilen ve alıcı ile almaçta tarayıcı demetin, alanları aynı anda oluşturmasını sağlayan işlem. Alan senkronizasyonu. Alan eşlemesi. Düşey senkronizasyon. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.
Helical scan recorder : Eğik görüntü aygıtı. Eğik görüntü saptamayı gerçekleştiren mıknatıslı görüntü aygıtı. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.
Sözcükler, direkt olarak Scan ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Search into : İçyüzünü araştırmak.
Scrutinize : Tetkik etmek. Mercek altına almak. İnce eleyip sık dokumak. Bütün boyutlarıyla ele almak. Oy saymak (şirketlerin genel kurul toplantılarında oylama sonrası). Dikkatle incelemek. Yakın takibe almak. Dikkatle gözden geçirmek.
Glass : Cam. Cam kavanoza koymak. Cam gibi yapmak. Bardak. Mercek. Cam eşya. Cam ile donatmak. Cam takmak. Gözlük camı. Kadeh.
Clarifies : Açık bir şekilde anlatmak. Aydınlanmak. Durulmak. Arınmak. Arıtmak. Temizlemek. Berraklaştırmak. Berraklaşmak. Aydınlığa kavuşturmak. Durultmak.
Cares for : İstemek. Hoşlanmak. Koruyan. - hakkında endişelenen. Çocuk yetiştirmek. İlgilenen. Bakımını üstlenmek. Sevmek (birini veya bir şeyi). Çocuk büyütmek.
Dips : Batırmak. Eğilmek. Farları kısmak. Eğim yapmak. Dalış yapmak. Elini atmak. Dalmak. Alçalmak. Elini cebine atmak. Banmak.
Contemplates : Niyet etmek. Dikkatle seyretmek. Niyetinde olmak. Dalmak. Tasarlamak. Seyretmek. Kafa yormak. Düşünüp taşınmak.
Dip into : Bandırmak. Çok masrafa girmek. Banmak. Gözden geçirmek.
Attend on : İlgilenmek. Hizmet etmek.
Scan synonyms : scans, distill, skim, groom, audited, be in charge, attend, analyse, drains, drain, dredges, heckle, monitorize, conning, flash a glance, distills, analyzes, rake, dipped, grooms, comb, check over, attended, contemplating, analyze, glance, scrutinizing, examine, contemplated, attends, assess, give the once over, check on.
Deviate : Dönmek. Saptırmak. Şaşırmak. Ayrılmak. Ölçülen değerlerin ortalama ya da belli bir değerden farkı. Çelmek. Şaşmak. Yoldan çıkmak. Sapmak. Ayrılık.
Scan kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To go through with step by step. To mount by steps.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Scan kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Scan ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Scan anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Scan ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.