Serbest nedir, Serbest ne demek
Serbest; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır. kökeni farsça dilinden gelmektedir.
- Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin.
- Hareketi herhangi bir biçimde engellenmeyen.
- Sıkılmadan, şaşırmadan konuşan ve davranan.
- Zamanını istediği gibi kullanabilen, yapacak bir işi olmayan.
- Tutuklu veya bağımlı olmayan, özgür, hür.
- Bazı kurallara bağlı olmayan.
- Rahat, özgür, bağımsız bir biçimde
- Ağırbaşlı olmayan, hoppa (kadın).
"Serbest" ile ilgili cümle
- "Ötekilere de pek serbest davranır isem de onlar benden utanırlar." - M. Ş. Esendal
- "Serbest ticaret. Serbest nazım."
- "Öğleyin serbestim, gelebilirsin."
- "Serbest geçiş"
Bilgisayar Terimi olarak kelime anlamı:
[Bakınız: özgür]
Hukuki terim anlamı:
özgür. ~ mallar: özgür mallar.
Fransızca'da Serbest ne demek?:
libre
Serbest anlamı, kısaca tanımı:
Serbest bırakmak : Kendi düşüncesi ve iradesine göre davranmasına izin vermek. tutuklu veya gözaltında bulunan birini serbest, özgür duruma getirmek, tahliye etmek.
Serbest çalışmak : Bir işverene bağlı olmadan kendi adına kazanç sağlamak.
Serbest bölge : Bir ülkenin gümrük sınırları dışında konuşlandırılan ve ticaret rejimi açısından kısmen veya tamamen gümrük mevzuatı dışındaki düzenlemelere tabi olan, uluslararası liman veya havaalanına yakın yerlerde kurulan bölge, açık bölge, serbest mıntıka.
Serbest eczacı : Eczacılık mesleğini sahibi olduğu eczanede yürüten kimse.
Serbest ekonomi : Serbest piyasa ekonomisi.
Serbest piyasa ekonomisi : Hükûmetin, iktisadi etkinliklerin işleyişine müdahale etmediği piyasa ekonomisi türü, serbest ekonomi.
Serbest elektron : Doğal elektrik yükünün oluşturduğu demetler.
Serbest enerji : Kullanımı belli kurallara bağlı olmayan enerji.
Serbest güreş : Sıkma, boğma, kol bükme, kafa vurma, ısırma vb. hareketler dışında vücudun her yanına oyun uygulanabilen bir güreş türü.
Serbest kart : Giriş kartı.
Serbest meslek : Kişisel çalışmaya, bilimsel ve mesleki bilgiye, uzmanlığa dayanan ve bir işverene bağlı olmadan kendi adına kazanç sağlamak için yapılmış olan iş.
Serbest mıntıka : Serbest bölge.
Serbest nazım : Ölçü, uyak gibi klasik ve bağlayıcı kuralları bir kenara iten şiir tarzı.
Serbest su : Ağacın göze boşluğunda toplanan su.
Serbest vuruş : Bir oyuncunun kural dışı davranışta bulunması üzerine, kural dışı davranışın yapıldığı noktadan karşı takım oyuncularının yaptığı vuruş, frikik.
Serbest yük : Belli sınırlamalara bağlı kalmayan yük.
Serbestçe : (serbes'tçe) Serbest bir biçimde. Hareketlerine dikkat etmeyen.
Serbestleme : Serbestlemek durumu.
Serbestlemek : Sıkıcı bir durumdan veya kalabalıktan kurtulmak.
Serbestlik : İthalatı serbest bırakma, ithalata konulmuş miktar sınırlamalarını kaldırma, liberalizm, liberasyon. Serbest olma durumu.
Şart : Temel kural belgesi. Olması başka durumların gerçekleşmesini gerektiren şey, koşul.
Erkin : Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, serbest.
Tutuklu : Kanun yoluyla hürriyetlerinden alıkonularak bir yere kapatılan (kimse), tutuk, mevkuf.
Bağımlı : Bir kimseye veya şeye maddi veya manevi yönden aşırı bağlı olan. Sigara, uyuşturucu madde vb. kötü alışkanlıklara aşırı derecede düşkün, müptela. Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tabi.
Özgür : Kendi kendine hareket etme, davranma, karar verme gücü olan, muhtar. Başkasının kölesi olmayan, hür. Siyasi bir güç tarafından denetlenmeyen, engellenmeyen. Yönetim bakımından yabancı bir gücün etkisi altında bulunmayan, başka bir yönetime bağlı olmayan, bağımsız, hür (ulus, ülke). Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, şarta bağlı olmayan, serbest, hür. Tutuklu olmayan, hür.
Zaman : Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Belirlenmiş olan an. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Dönem, devir. Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı. Çağ, mevsim.
Kural : Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam. Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke.
Bazı : Bazen. Birtakım, kimi.
Bağlı : Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Kapatılmış olan, kapalı. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Sınırlanmış, sınırlı. Bir bağ ile tutturulmuş olan.
Ve : İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz. Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu.
Ağırbaşlı : Gösterişli. Davranışları ölçülü, olgun (kimse), vakur, ciddi, hoppa karşıtı. Değeri çok olan, ağır.
Hoppa : Yaşına uymayan davranışlarda bulunan, delişmen, serbest, koket, ağırbaşlı karşıtı.
Herhangi : Belli olmayan, özellikleri iyice bilinmeyen, rastgele.
Bir : Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Beraber. Tek. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Sayıların ilki. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Aynı, benzer. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Sadece. Eş, aynı, bir boyda. Bir kez.
Rahat : "Hazır ol" durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut. Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen. Kolay bir biçimde, kolaylıkla. Aldırmaz, gamsız. Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan. İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur.
Bağımsız : Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, özgür, hür. Müstakil. Bağımsız milletvekili. Herhangi bir kuruluşa, partiye bağlı olmayan kimse.
Serbest atış : Bir oyuncunun, karşı takım oyuncusuna karşı, kural dışı davranışından ötürü takımı zararına verilen ceza atışı. Bu atış, kendisine kural dışı davranışta bulunulan oyuncu tarafından, karşı takımın sepetine doğru yapılır. Bu atış sırasında karşı takım oyuncuları atışı engelleyemezler.
Serbest atış bölgesi : Serbest atış yapılırken oyuncuların duracakları yeri sınırlayan bölge.
Serbest atış çizgisi : Serbest atışın yapılacağı yeri gösteren 3.60 metrelik çizgi. Bu çizgi, dip çizgisine 5.80, sepete ise 4.60 metre uzaklıktadır. Atışı yapacak oyuncu bu çizginin üzerinde durmak zorundadır.
Serbest bankacılık : Müşteriler hesap limitlerini aşmadığı sürece bankacılık işlemlerinden komisyon benzeri herhangi bir masrafın alınmadığı bankacılık. Bankacılık düzenlemeleri ve merkez bankasının olmadığı, yalnızca genel ticari yasaların geçerli olduğu durumda piyasa güçlerine dayalı bankacılık.
Serbest besleme : Sınırsız besleme.
Serbest bıraktırma faktörleri : Ribozomda üretimi tamamlanan bir peptit zincirinin serbest bırakılmasında gerekli olan protein yapısındaki faktörler, terminasyon faktörleri, RF.
Serbest çalışma : Öğrencilerin kişisel gereksinme ve ilgilerine göre kümeler halinde okul kitaplığında, deney odasında, işlikte, uygulama bahçesinde ve derslikte, kimi zaman öğretmenlerin gözetimi altında, kimi zaman da kendi kendilerine yaptıkları tamamlayıcı ve yetiştirici çalışmalara verilen ad.
Serbest çalışma kümesi : Okulda serbest çalışma saatlerinde ilgi ve gereksinmelerine göre bir araya gelen ve kimi durumlarda ilgili öğretmenlerin yardımlarından da yararlanan küçük öğrenci topluluğu.
Serbest dalgalanma : Esnek kur sisteminde, döviz kurunun belirlenmesinde para yetkesinin müdahalesinin ya hiç olmadığı ya da düşük derecelerde olduğu dalgalanma.
Serbest darp : Altın, gümüş gibi değerli metal sahiplerinin bu metallerle darphanede sikke bastırabilmeleri.
Serbest ile ilgili Cümleler
- O onlara tutukluyu serbest bırakmasını emretti..
- Hayal kurmak serbest.
- O, dün gözaltından serbest bırakıldı.
- Serbest meslek sahibi olmak istiyorum.
- O onların her siyah adam serbest kalana kadar mücadele etmek istediklerini söyledi.
- Ali serbest çalışan bir tesisatçıdır.
- Serbest konuşma özgürlüğün var ama iftira etme hakkın yok.
- Ali 2003 yılında cezaevinden serbest bırakıldı.
- Ali geçen ay ceza evinden serbest bırakıldı.
Diğer dillerde Serbest anlamı nedir?
İngilizce'de Serbest ne demek? : adj. cavalier, disengaged, easy, exempt, fetterless, footloose, free, freehearted, freewheeling, go as you please, independent, latitudinarian, leisure, liberal, at liberty, loose, open, permissive, quit, unattached, unbound, unchecked, unconfined
adv. at large
Fransızca'da Serbest : libre, indépendant/e, autonome, libéré/e, dégagé/e, disponible
Almanca'da Serbest : adj. burschikos, formlos, frei, unbehindert, unbenommen, unförmlich, ungezwungen, zwanglos
Rusça'da Serbest : n. беглый (M)
adj. свободный, вольный, привольный, беспрепятственный, произвольный, беглый, непринужденный
adv. свободно, вольно
Bu kısımda Serbest nedir? Serbest ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Serbest tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Serbest hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.