Settings türkçesi Settings nedir

  • Bileme.
  • Sahne.
  • Beste.
  • Bir kişilik yemek takımı.
  • Düzenleme.
  • Testere diş çaprazını ayarlama.
  • Ayarlar.
  • Sertleşme (çimento vb.).
  • Set.
  • Çerçeve.
  • Hikayenin geçtiği yer.
  • Olay yeri.
  • Batış.
  • Dizme.
  • Dekor.

Settings ile ilgili cümleler

English: Use the highest heat settings only when you're ironing fabrics made of natural fibers like cotton or linen.
Turkish: Sadece pamuk ve keten gibi doğal liflerden yapılmış kumaşları ütülerken en yüksek ısı ayarlarını kullanın.

English: Are you using the default settings?
Turkish: Varsayılan ayarları mı kullanıyorsun?

English: Ali had a little trouble adjusting the settings.
Turkish: Ali ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.

English: Using high heat settings while ironing synthetic fabrics will melt the synthetic fibers and cause visible permanent damage, which often looks like a shiny area where the too-hot iron had the longest contact with the fabric.
Turkish: Sentetik kumaşları ütülerken yüksek ısı ayarları kullanmak sentetik kumaşları eritecek ve görülebilir kalıcı hasara sebep olacaktır, bu, çok sıcak ütünün kumaşla en uzun temas ettiği yerde çoğunlukla parlak bir alan gibi görünür.

Settings ingilizcede ne demek, Settings nerede nasıl kullanılır?

Advanced settings for filterkeys : Süzme tuşları gelişmiş ayarları.

 

Hide settings page : Ayarlar sayfasını gizle.

Initial settings file : Başlangıç ayarları dosyası.

Joystick settings change : Oyun çubuğu ayarları değişikliği.

Save settings on exit : Çıkışta ayarları kaydet.

Advanced connection settings : Gelişmiş bağlantı ayarları.

System settings change : Sistem ayarları değişimi.

Advanced modem settings : Gelişmiş modem ayarları.

Advanced graphics settings : Gelişmiş grafik ayarları.

Adjust stickykeys settings : Yapışkan tuşlar'ın ayarlarını yap.

İngilizce Settings Türkçe anlamı, Settings eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Settings ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Whet : Kışkırtmak. Bilemek. Sivriltmek. İsteğini artırmak. Bileylemek. Açmak. Uyandırmak. Tahrik etmek. Keskinleştirmek.

Crime scene : Suç mahalli. Suç yeri.

Melody : Ahenk. Terane. Ezgi. Melodi. Nağme. Belli bir kurala göre çıkarılan ve kulakta haz uyandıran ses dizisi. Bir kadın ismi.

Barrier : Çit. Bir geçişi, bir değişimi ya da göçü önleyici erkil sınırı. Antartika'daki buz engeli. Bir aracın gidişini engelleyen nesne. Hail. Engel. Duvar. Aperatif.

Coordination : Uyumlu çalışma. Eş güdüm. Tanzim. Düzen. Tertip. Belirli amaçlar için bütünleşen bilişim dizgeleri ya da çalışma takımları arasında, uyumun sağlanması ve ilişkilerin, en yüksek toplam verimi en kolay biçimde sağlayacak bir düzen içerisinde gelişebilmesi için iş ve eylem birliği gütme. Eşgüdüm. Biyolojik sistemlerde uyumlu bir sonuç elde etmek üzere uygun bir iş birliği halinde çalışma. kan hareketlerindeki düzenleştirme gibi. Bağlantı. Tutarlılık.

 

Bunds : Sarmalama. Toprak set. Bent. Dernek. Toprak set çekmek. Rıhtım.

Onstage : Sahnede. Göstericilerin seyirciler önünde rol oynadıkları tiyatro alanı üzerinde. Sahne üzerinde.

Environment : Bir tortulanma yerinde, etkiyen koşulların ve güçlerin topluluğu. Bir organizmanın veya bir parçasının üzerinde etki yapan dış etkenler topluluğu. Canlıların içinde yaşadıkları ortam ve bu ortamlardaki çeşitli faktörlerin bütünü, ambiyens. herhangi bir yapının merkezinden uzakta olan, kenarda olan. Etraf. Bir organizmanın ya da bir parçasının üzerinde etki yapan dış etkenler topluluğu. Ayırıcı toplumsal özellikleri bulunan ve bireyleri kuşatarak biçimlenmelerinde köklü bir üstlencesi bulunan ekinsel ya da yersel alan. Çevre. Kişiyi etkileyen, özdeksel ve tinsel gelişmesini, biçimlenmesini ve yaşamını belirleyen, dirimbilimsel, iklimle ilgili ve toplumsal etkenlerin tümü. Mekan. Civar.

Decoration : Nişan. Madalya. Bezeme. Süsleme. İç mimari. Süs. Tezyinat. Donatma. Dekorasyon.

Bandstand : Müzik topluluğu için yapılmış yüksek yer. Bando için yapılmış yer. Orkestranın yeri. Açık havada çalan müzik topluluklarına özgü ve çoğu zaman üstü kapalı platform. Bando yeri.

Settings synonyms : environs, scenes, canvass, coordinating, chassis, grinding, honing, binding, descanted, compositions, bankruptcies, collocations, dikes, barrage, bank, boards, whetting, setting, limits, casings, theatre, disposal, causeway, bulkhead, typesetting, arranging, devising, casements, bankruptcy, barriers, venue, composition, frame.

Settings zıt anlamlı kelimeler, Settings kelime anlamı

Standing : Devamlı. Dik duran. Yürürlük. Mevki. Durum. Duruş. Ayakta. Süreklilik. Dikilen. Konum.