Substantiality türkçesi Substantiality nedir

Substantiality ingilizcede ne demek, Substantiality nerede nasıl kullanılır?

Consubstantiality : Özdeşlik. Öz birliği.

Insubstantiality : Çürüklük. Maddesizlik. Gerçek dışılık. Katı olmama durumu. Hayali olma durumu. Asılsızlık. Maddesiz olma durumu. Dayanıksızlık. Hayalilik.

Unsubstantiality : Maddesizlik. Gerçek dışılık. Nitelik dışı olma durumu. Gerçek dışı olma durumu. Hakikat dışı olma durumu.

Substantialism : Tözcülük.

Unsubstantialize : Manevileştirmemek. Maddeleştirmemek.

Substantials : Azımsanmayacak (sayı veya miktar). Değerli. Önemli. Çok tatmin edici (maaş). Oldukça zengin. Varlıklı. Maddi. Çok doyurucu (yemek). Var olan. Mühim.

Substantialness : Sağlamlık.

Substantially : Esasa ilişkin. Aslında. Önemli derecede. Esasen. Büyük ölçüde. Çok. Oldukça. Büyük oranda. Yeteri kadar çok. Özünde.

Be in substantial agreement : Temel noktalarda hemfikir olmak. Temelde anlaşmak.

Substantial : Maddi. Besleyici. Oldukça zengin. Değerli. Güçlü. Azımsanmayacak (sayı veya miktar). Gerçek. Sağlam. Önemli. Çok tatmin edici (maaş).

İngilizce Substantiality Türkçe anlamı, Substantiality eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Substantiality ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Consideration : Göz önüne alma. Tefekkür. Zihinde tasarlanan, canlandırılan şey. bir işin gerçekleşmesi ya da bir sorunun çözümü için zihince tasarlanan, aranıp bulunan yol. düşünce sonucu bilincine varılan herhangi bir şey. Etmen. Karşılık. Değerlendirme. Saygınlık. Ödül. Göz önünde tutma. Dikkat.

Cores : Göbek. Meyve göbeği. İç. Çekirdek. Dolgu.

Present value : Belli bir dönem sonunda sağlanacak herhangi bir nakit akımının şimdiki değeri. Bugünkü değer. Net bugünkü değer. Cari değer. Kimi ülkelerin anayasalarında, bayındırım, yapıdüzen ve kamulaştırma yasalarında sözü edilen, taşınmazların kamulaştırılması durumunda taşınmaz iyesine kamuca ödenecek ödencenin belirlenmesinde ölçü olarak kullanılan ve taşınmazın, kamulaştırma anında pazardaki alım satım ederini temsil eden değeri. Şimdiki değer. Mevcut değer. Halihazır kıymet.

Capaciousness : Ferahlık. Genişlik. Havadarlık.

Core : İç. Bilişim, fizik, madencilik, sinema, televizyon, veterinerlik alanlarında kullanılır. Bir makaranın ortasında, makaraya bağlı olmayarak kendi başına da kullanılabilen, genellikle düzensiz sarmaların yol açabileceği çizinti ya da çiziklerden korumak amacıyla negatiflerin sarıldığı, yoğruktan ya da paslanmaz çelikten silindir biçimindeki parça. Çekirdek. Ortasmdan geçen okuma/ yazma telinden belli bir yönde akım geçirildiğinde belli bir yönde mıknatıslanan ve bu durumunu, telden ters yönde bir akım geçirilmedikçe koruyan, olabildiğince küçük boyutlarda, halka biçiminde, bilgisayar ana belleği olarak kullanılan çekirdek belleği oluşturan mıknatıslı öğe. Havuç. Göbek. Akımsal mıknatısların kangallarının sarıldığı yumuşak demirden, çoğu zaman halka biçimli parça. Koçan. Göbeğini almak.

 

Insubstantial : Zayıf. Asılsız. Gerçek olmayan. Esassız. Yetersiz. Hafif. Hayali. Gerçek dışı. Kuvvetsiz. Güçsüz.

Material : Maddi. Özdeksel. Zaruri. Gereç. Bez. Gerekli. Maddeci. Maddesel. Madde.

Entireness : Bütünlük. Tamamlık. Tamlık.

Durability : Devam. Süreklilik. Sürecenlik. Mukavemet. Devamlılık. Bir oluşum ya da sürecin değişmez özellikler kazanarak süregelmesi. Dayanırlık.

Distillations : Damıtık madde. Anafikir. Saflaştırma. Damıtım. Damıtma. Ana fikir. İmbikten çekme. Taktir.

Substantiality synonyms : physicalness, hardness, compact, durity, endurability, corporality, graveness, concreteness, concernment, crux, responsibilities, intrinsic value, grit, enormousness, forcibleness, unsubstantial, accent, invulnerability, delusion of grandeur, effective par, net value, considerations, lustiness, accounts, distillates, amplitude, distillation, consequence, real value, fortitude, haleness, grand, amounts.

Substantiality zıt anlamlı kelimeler, Substantiality kelime anlamı

Insubstantial : Esassız. Gerçek dışı. Zayıf. Kuvvetsiz. Temelsiz. Hayali. Asılsız. Gerçek olmayan. Hafif. Güçsüz.

Incorporeality : Maddesel olmama durumu. Cisimsizlik. Soyut olma durumu. Herhangi bir vücudu veya biçimi olmama durumu. Soyutluk.

Substantial : Maddi. Gerçek. Değerli. Çok tatmin edici (maaş). Özlü. Sağlam. Azımsanmayacak (sayı veya miktar). Çok doyurucu (yemek). Besleyici. Büyük.

Substantiality antonyms : insubstantiality, immateriality.

Substantiality ingilizce tanımı, definition of Substantiality

Substantiality kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Corporiety. Materiality. The quality or state of being substantial.