Suluk nedir, Suluk ne demek
- Öğrencilerin okula su götürdükleri kap
- Oda içinde yıkanmak için ayrılmış küçük yer, gusülhane.
- Yarışçıların su, glikozlu su, çay veya meyve suyu koymalarına yarayan kap.
- Tavukların su gereksinimlerini karşılamak üzere uzun, yuvarlak, küçük çanak veya damlalıklı biçimlerde değişik malzemeden yapılmış yarı otomatik veya otomatik düzen.
- Büyükbaş hayvanların barındığı yerlerde su içmelerini kolaylaştıran küçük tekne veya havuz.
- Küçük çocukların başlarında, yer yer saç dökülmesi ve kabartılarla beliren bir deri hastalığı.
- Kuş kafeslerinde su konan kap.
"Suluk" ile ilgili cümle örnekleri
- "Ahırlarda her iki hayvandan birine suluk yapılması gerektiği de vurgulanmış." - T. Dursun K
Yerel Türkçe anlamı:
Kovandaki arıların girip çıktığı delik.
1.Oda içinde küçük banyo, gusulhane. 2.El yıkamak için kullanılan yer, lavabo. 3.Hayvan sulanan yer : Sulukta Ahmet ağanın öküzü düştü. 4.Mutfakta su dökülen yer. 5.Su deposu. 6.Ev çatısında bulunan tahta oluk. 7.Uzun yollarda yolcuların yararlanmaları için açılan kuyuların yanındaki taş yalak. 8.Üzüm çiğnemeye yarayan taştan ya da tahtadan yapılmış büyük tekne. 9.Musluk.
Mutfak : Sofrayı suluğa götür.
Oyunda çizgiyi aşamayan, üstünde kalan, yanan : Suluk, sen atacaksın.
1.Hançer. 2.Büyük mutfak bıçağı.
İçyağındaki kesecikler.
Kadınların başlarına örttükleri çevre : Ayşe kızım suluksuz dışarı çıkılır mı hiç!
Şırınga, enjektör.
Oda içinde yıkanmak için bölünmüş yer, banyo.
Yaban dereotu.
Eski evlerdeki hamam, banyo deliği (Kaman)
Su deposu.
Hayvanlara sabaha karşı verilen yem.
Sürahi.
Havlu giysi, bornoz.
Su çıkan çamurlu yer.
At dizginlerinin altındaki zincire takılan halka.
Hamam takımı, hamam havlusu.
Su ısıtılan kap.
1.Vücutta suyu depo ettiği sanılan kesecik. 2.Sidiktorbası. 3.Kuş kursağında su toplanan yer.
Gemin hayvanın alt çenesine geçen halkası.
Kafeste kuşun önüne konan su kabı.
Doğuracak hayvanın yavrudan önce gelen suyun kesesi: Keçinin suluğu sıtmış, doğuracak.
Tarım alanında kullanılan kelime anlamı:
[Bakınız: yalak]
Diğer sözlük anlamları:
Su kabı, su birikmiş yer.
Gemde atın çenesini içine alan halka.
Bilimsel terim anlamı:
Yarışçıların su, glikozlu su, çay ya da yemiş suları koymalarına yarayan su kabı.
Osmanlıca Suluk ne demek? Suluk Osmanlıca'da ne anlama gelir?:
su bidonu, suluk
Suluk anlamı, kısaca tanımı:
Suluk zinciri : At vb. hayvanların gemlerinin altına takılan küçük zincir.
Öğrenci : Öğrenim görmek amacıyla ders alan kimse, okul çocuğu, talebe, şakirt. Özel ders alan kimse. Bir bilim veya sanat yetkilisinin gözetimi ve yol göstericiliği altında belli bir konuda çalışan kimse.
Okul : Bir okuldaki öğrenci ve görevlilerin bütünü. Ekol. Her türlü eğitim ve öğretimin toplu olarak yapıldığı yer, mektep.
Kafes : Şimşirlik. Vahşi hayvanlar için demir çubuklarla yapılmış taşınabilir bölme. Hayvanlar için aralıklı tel, metal veya ağaç çubuklardan yapılmış taşınabilir bölme. Hapishane. Ahşap yapıların direk ve çatmalardan oluşan kaplama tahtaları dışında kalan iskeleti. Cami, tekke vb. yerlerde kadınlara ayrılan yer. Çapraz çubuklarla ve aralıklı olarak yapılmış, pencerelere takılan siper.
Tavuklar : Tavuksular takımının bir alt takımı.
Gereksinim : Eksikliği duyulan şey, ihtiyaç.
Karşılamak : Masrafı ödemek. Boksta karşı oyuncunun yumruklarını savmak. Dışarıdan gelen bir kimseye karşılayıcı olarak çıkmak, istikbal etmek. Önlemek, durdurmak. Karşılık olmak, denk gelmek, tekabül etmek. Söylenen, yapılan, bildirilen bir şeyi olumlu veya olumsuz bulmak.
Yuvarlak : Top veya küre biçiminde toparlak şey. Homoseksüel erkek. Top veya küre biçiminde olan, müdevver. Kesin ve açık olmayan (söz, laf vb.).
Su : Meyve, sebze vb.nin sıkılmasıyla elde edilen sıvı. Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab. Yemeğin sıvı bölümü. Sutaş. Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu. Kez. Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlik. Bazı kokulu yaprak veya çiçeklerin imbikten çekilmesiyle elde edilen kokulu sıvı.
Kap : İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne. Türlü şeylerin taşınması veya saklanması için kullanılan torba, kılıf, çanta, sepet, sandık vb. Kap kacak. Gövdeyi omuzların üstünden çepeçevre saracak biçimde yapılmış olan bir tür üst giysisi. Kadınların giydiği kolsuz üstlük. Kapak, cilt.
Kuş : Acemi er. Yumurtlayan omurgalılardan, akciğerli, sıcakkanlı, vücudu tüylerle örtülü, gagalı, iki ayaklı, iki kanatlı uçucu hayvanların ortak adı.
Suluk askısı : Bidon kafesinde, sulukları koymaya yarayan askı.
Suluk düşmek : Baygın düşmek : Güle güle suluk düştüm.
Sulukaraağaç : Eskişehir ilinde, Hekimdağ bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
Suluklu : Alt kısmı zincirli gem, (Oklubalı -Eskişehir)
Sulukluk : Oda içinde küçük banyo, gusulhane Havlu gibi kurulanılan bez. -Kars
Suluköy : Hatay kenti, Reyhanlı ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Malatya şehrinde, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer.
Sulukule : Mürekkeplik, hokka.
Diğer dillerde Suluk anlamı nedir?
İngilizce'de Suluk ne demek? : [Suluk] n. leech, bloodsucker, cirrus
Almanca'da Suluk : der Blutegel
Bu kısımda Suluk nedir? Suluk ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Suluk tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Suluk hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.