Surviver türkçesi Surviver nedir

  • Hayatta kalan.
  • Sağ kalan.

Surviver ingilizcede ne demek, Surviver nerede nasıl kullanılır?

Survivers : Hayatta kalan. Sağ kalan.

Survive on : İle hayatta kalmak veya yaşamını sürdürmek.

Ability to survive : Finansal kapasite. Hayatta kalma yeteneği. Dayanma kapasitesi.

Survive : Kurtulmak. Sağ kurtulmak. Daha uzun yaşamak. Atlatmak. Dayanmak. Sağ salim çıkmak. Sağ kalmak. Hayatta kalmak. Uzun yaşamak (birinden). -den sağ kurtulmak.

Survived : Kalmak. Sağ kalmak. Daha uzun yaşamak. Geriye kalmak. Hayatta kalmak. Dayanmak. Yadigar kalmak. Göğüs germek.

Survival : Kalma. Değişen tarihsel ve toplumsal etkilere karşı büyük bir direnç göstererek geçmişteki köken, olgu, özellik ve görünümleri bakımından çok az değişikliğe uğramış olan ve bulundukları toplumsal düzen içinde, düzenin işleyişine uygun mantıksal bir durum göstermeyen halkbilim ürünleri, bk. halkbilim. Yaşamı sürdürme. Eskiden kalma şey. Hayatta kalma. Eskiden beri süregelen şey. Doğal seçimden sonra organizmaların yaşamaya devam etmesi. bakilik. Daha uzun yaşama. Yaşama.

Survival model : Sağ kalım modeli.

Survivability : Hayatta kalma. Hayatta kalım. Beka kabiliyeti. Hayatta kalabilirlik. Kalımlılık.

Survival kit : Hayat-ı idame kiti.

Survival function : Sağ kalım fonksiyonu.

 

İngilizce Surviver Türkçe anlamı, Surviver eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Surviver ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Surviving : Geride kalan. Hayatta kalma. Geriye kalan. Kalan.

Endurance : Tahammül. Sabır. Devam. Çekme. Kaldırma. Süreklilik. Dayanıklılık. Dayanım. Dayanma. Katlanma.

Life : Can. Yaşamla ilgili. Bilgisayar, biyoloji alanlarında kullanılır. Hayat. Canlı. Ömür. Dirilik. Dirlik. Bir hayvan ya da bitkiyi anorganik ya da ölmüş organik maddeden ayıran özellik. canlının metabolizma, büyüme, üreme, çevreye uyum gibi gösterdiği hayati olaylar. Hayat süresi.

Survivors : Varis. Kazazede. Kurtulan. Geride kalan.

Exist : Kaim olmak. Bulunmak. Yaşamak. Geçinmek. Meri olmak. Var olmak. Hayatta olmak. Mevcut olmak. Olmak. Kalmak.

Live on : Geçinmek. İle geçinmek. Yaşamını idame ettirmek. Geçimini sürdürmek. İle beslenmek. Beslenmek. Geçimini sağlamak.

Stand up : Kalkmak. Ağaç etmek. Dayanmak. Sağlam kalmak. Yılmamak. Bekletmek. Taraftarı olmak. Savunmak. Anlaşmayı yerine getirememek. Ayağa kalkmak.

Obstinately : Bıkmadan usanmadan. İnatla.

Hold up : Yardımda bulunmak. Yukarıda tutmak. Sabit kalmak. Yolunu kesmek. Desteklemek. Alıkoymak. Tutmak. Soymak. Durdurmak. Göstermek.

Live : Beslenmek. Elektrik akanının geçmekte olduğunu belirtir deyim. elektrik tehlikesine karşı uyarı. Yaşamak. İkamet etmek. Akım açık. Yaşamak (hayat). Geçinmek. Hayatta kalmak. Naklen. Oturmak.

Surviver synonyms : perennate, aliveness, subsist, survivers, be, subsistence, live out, hold out, go, endure, animation, survivor, living, last, hold water.

 

Surviver zıt anlamlı kelimeler, Surviver kelime anlamı

Succumb : Yenik düşmek (hastalığa). Ölmek. Yenilmek. Yenik düşmek. Çökmek. Direnememek. Dayanamamak. Boyun eğmek. Dayanamayarak karşı gelmekten vazgeçmek. Karşı koyamamak.

Deteriorate : Gerilemek. Bozmak. Kötüleşmek. Durumu kötüye gitmek. Bozulmak (sağlık veya durum vb). Fenalaşmak. Alçalmak. Kötüleştirmek. Bozulmak. Kötüye gitmek.

Nonworker : İşsiz olan kimse. İşsiz güçsüz. Çalışmayan kimse. Çalışmayan.

Surviver ingilizce tanımı, definition of Surviver

Surviver kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A survivor. One who survives.