Tortulanma nedir, Tortulanma ne demek

  • Tortulanmak işi

Tortulanma hakkında bilgiler

Tortullanma doğal oluşumlu bir materyaldir ki bu materyal kötü havadan dolayı aşınma ve erozyon sürecinde bozulur. Daha sonra bu tortulanma hava hareketi, su veya buz ya da parçacıklar üzerinde hareket eden yer çekimi ile taşınır. Tortulanmalar daha çok su (akışsal süreç), rüzgar ( esinti süreci ) ve buzullar ile taşınır. Sahil ve ırmak kanal birikimleri akışsal taşınma ve yığılmanın örnekleridir, gerçi gölde yavaş hareket eden veya sabit duran suda ve okyanus kumullarında ve taşınan ince taneli topraklarda ortaya çıkan tortulanma rüzgara bağlı taşınması ve yığılmanın örnekleridir. Buz moren yığılmaları ve toprak aşınmaları buzsal taşınma ile oluşan tortulanmalarıdır.

Tortulanma insan yapımı dalga kıranlarla ortaya çıkar. Çünkü dalga kıranlar suyun akış hızını azaltır, bu yüzden dere çok tortu yükünü taşıyamaz.

Tortulanma bir akışın uzunluğuna, boyutuna, hacmine, yoğunluğuna ve şekline göre taşınır. Daha güçlü akıntı yükselmeyi ve parçacıklar üzerinde sürüklenmeyi arttırır , bu esnada daha geniş ve yoğun parçalar akıntının içine düşer.

Tortulanma tanımı, anlamı:

Tortul : Tortullaşma sonucu oluşmuş. Tortu niteliğinde olan.

 

Tortu : Çökelti. Bir şeyin bayağı, işe yaramaz duruma gelmiş olanı. Kalıntı. Bir topluluğun soysuzlaşmış üyeleri.

Tortulanmak : Tortu durumuna gelmek.

Doğal : Doğada rastlandığı gibi, doğaya uygun olan, doğa güçlerine, kurallarına uyan, tabii, natürel. Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan. Doğada olan, doğada bulunan. Kendiliğinden olan, insan eliyle yapılmamış, yapay karşıtı. Katıksız, saf. Yapmacık olmayan. Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi.

Oluşum : Oluşma işi, teşekkül, teşkil. Katman, kütle, gök cismi vb.nin biçimlenme süreci.

Materyal : Gereç. Yazılı, sözlü, görüntülü, kaydedilmiş her türlü belge.

Hava : Sonuçsuz, anlamsız, boş (durum, davranış, söz). Çekicilik. Müzik parçalarında tür. Müzik aletlerinden çıkan ses perdesi. Çevreyi kuşatan boşluk. Tarz, üslup. Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı. Görünüş, davranış, söz vb. için bir kimsenin durumunu belirten özellik. Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü. Canlılar üzerindeki etkisine göre hava yuvarının durumu. Keyif, âlem. Esinti. Gökyüzü. Durum, ortam, çevre, muhit, atmosfer, ambiyans.

Dolay : Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, civar.

Aşınma : Aşınmak işi. Erozyon. Korozyon.

Erozyon : Yer kabuğunu oluşturan kayaçların, başta akarsular olmak üzere türlü dış etmenlerle yıpratılıp yerinden koparılarak eritilmeleri veya bir yerden başka bir yere taşınması olayı, aşınma, aşınım, itikâl. Değer veya saygınlık kaybetme.