Turunçgil kök solucanı nedir, Turunçgil kök solucanı ne demek

Teknik terim anlamı:

Turunçgil köklerine yerleşerek, yaprakların sararmasına ve meyve dökümüne, bulaşmanın yoğun olduğu yıllarda ağaçların büsbütün kurumasına yol açan küçük iplikkurdu.

Turunçgil kök solucanı kısaca anlamı, tanımı

Kök : Bitkileri toprağa bağlayan ve onların, topraktaki besi maddelerini emmesine yarayan klorofilsiz bölüm. Süsende olduğu gibi yer üstüne sap çıkaran çok yıllık yer altı gövdesi. Bazı şeylerde dip bölüm. Sapıyla çıkarılan bitkilerde tane. Dip, temel, esas. Kaynak, köken. Sazı kurmaya yarayan burgu. Sap. Şişman, gürbüz, tavlı. Büyük, kalın, güçlü. Dar ve derin dere. Pancar. Salep kökü. Gök. Düğün davetiyesi (köy düğünlerinde şeker, badem, ceviz gibi sembolik şeylerle yapılan davet). Kök. Bitkinin toprak altında gelişen, topraktaki tuzları ve suyu emen, bitkiyi toprağa bağlayan, karbohidratları depo eden, hormon sentezleyen ve yer çekimi doğrultusunda büyüyen yapısı. Dişin, saçın, tırnağın gömülü kısımları. Bir köksel sayılama dizgesinde bir basamağın ağırlığını elde etmek üzere, bir alt sıradaki basamağın ağırlığının çarpılması gereken katsayı, örn. onlu sayılama dizgesinde her sayı yerinin kökü 10'dur. "Taban" sözcüğü, örneği kayan ayrımlı gösterim dizgesinde görülen, matematiksel kullanıma ayrılarak, bu anlam için kullanılmamalıdır. Bir kelimenin, şekil öğeleri çıkarıldıktan sonra artık daha yalın bir hale konamıyan kısmı, ki bir kelime ailesi üyelerinde ya değişiksiz veya değişik olarak görünür (bk. Gövde, Köken, Taban). Bopp'tan beri, kökleri ikiye ayırırlar: bir şeyi gösterip belirtmeye yarayan GÖSTERMELİK veya ZAMİRLİK (indicative ou pronominale) kökler ile bunların dışında kalan ve bir şeyin niteliğini gösteren HABERLİK, YÜKLEMLİK, KAVRAMLIK véya FİİLLİK (attributive, predicative, significative ou verbale kökler. Kelimelerin bütün yapım ve çekim eklerini çıkardıktan sonra ayrılamayan ve esas (temel) anlamı taşıyan bölümü: ye-, sor-, kış, el(elig), al-, dur-, yol, ver- vb. zümre. Çok kısa yaşamlı olup başka kök ya da moleküllerle hızla tepkime veren ve tek sayılı elektron bulunduran atom ya da molekül (Örn. BrCH3). Olağan koşullarda çevresinden yalıtılamayan, ancak birçok tepkimeden nitelik değiştirmeden geçebilen atom kümesi (Örn. -NO3). Pozitif veye negatif bir veya daha fazla yüklü iyonik bir grup. Ör. OH , NH4+ , SO42 Serbest radikal: Bir veya daha fazla eşleşmemis elektron içeren moleküle ait bir parça. Ör. OH. ( C2H5 ). Bir kimyasal tepkimede tek bir atom gibi davranan atom grubu. Asit kökü; normal bir kimyasal tepkimede etkilenmeden kalan elektronegatif atom grubu, Açil kökü; RCO- genel tipindeki bir organik asit kökü, alkil kökü; Metil gibi bir alifatik organik kökü, aril kökü; fenil ya da benzil gibi bir aromatik organik kök. hlk. Eyer bağı. Gürbüz, sağlıklı. Asıl, kök, köken

 

Turu : Saydam, duru. Geri, arka. [Bakınız: duru].

 

Turun : İkindi.

Solucan : Yuvarlak veya yassı, uzun kurtlara verilen genel ad.

Turunç : Turunçgillerden, bütün Akdeniz ülkelerinde yetişen, kışın yaprağını dökmeyen bir ağaç, narenç (Citrus aurantium amara). Bu ağacın portakala benzeyen, suyu acımtırak meyvesi.

İplikkurdu : İpliksolucanlar sınıfına bağlı türlerden her biri.

Büsbütün : İyiden iyiye, iyice, tamamen, tamamıyla, temelli.

Bulaşma : Bulaşmak işi.

Sararma : Sararmak işi.

Kökler : Usûl, asıllar.

Kuruma : Kurumak işi. Boyanın çözücüsünün buharlaşması veya bağlayıcısının kimyasal tepkime gibi çeşitli yollarla sert bir film oluşması.

Yaprak : Bitkilerde solunum, karbon özümlenmesi, terleme vb. olayların oluştuğu, çoğu klorofilli, yeşil ve türlü biçimdeki bölümler. Börek, baklava vb. şeylerde yufka. Eni 50, boyu 75 santimetre olan bayrak ölçüsü. Kat kat ayrılabilen şeylerde kat. Birkaç parça eklenerek yapılmış olan şeylerde her parça. Sarma yapılmış olan asma yaprağı. Kitap, defter vb. şeylerde ön ve arka yüzü oluşturan kâğıtlardan her biri, varak.

Yoğun : Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif. Etkisi güçlü olan, ağır (koku vb.). Koyu, kalın. Şişman, iri, tombul. Artmış, çoğalmış bir durumda olan. Dolu, sıkı, sıkışık, çok, konsantre. Kaba, kalın, iri (elek, iğne).

Meyve : Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan, genellikle yenebilen organ, yemiş. Ürün, sonuç, kâr.

Kurum : Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is. Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür. Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese.

Döküm : Kalıba dökme işi ve bunun yapılış yöntemi. Kumaşın dökümlü olma niteliği. Bir şeyi ayrıntılı olarak ortaya koyma. Kalıba dökülerek yapılan. Dökülme zamanı.

İplik : Pamuk, keten, yün, ipek, naylon vb. dokuma maddelerinin uzun, ince liflerinden her biri. Bu liflerin birlikte bükülmüş ve çekilmiş durumu. Fasulye, bakla vb. sebzelerin veya bazı meyvelerin lifi.

Küçük : Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Geri aşamada. Değersiz, önemsiz. Niceliği az olan. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Yaşı daha az olan. Niteliği aşağı olan, bayağı. Kısık, parlak olmayan (ses). Küçük abdest.

Diğer dillerde Turunçgil kök solucanı anlamı nedir?

İngilizce'de Turunçgil kök solucanı ne demek ? : citrus root nematode