Visit türkçesi Visit nedir

  • Teftiş etmek.
  • Görmeye gitmek.
  • Çektirmek.
  • Ziyarete gitmek.
  • Muayene etmek.
  • Misafir olmak.
  • Ziyaret etmek.
  • Dadanmak.
  • Ziyarette bulunmak.
  • Çene çalmak.
  • Gezmek.
  • Laflamak.
  • Ziyaret.
  • Uğramak.
  • Muayeneye gitmek (doktor hastayı).
  • Musallat olmak.
  • -e gelmek.

Visit ile ilgili cümleler

English: A great many tourists visit Kyoto in spring.
Turkish: Baharda pek çok turist Kyoto'yu ziyaret eder.

English: "Who came to visit us today?" "Today my sister, Maria, came to visit us."
Turkish: "Bugün kim bizi ziyaret etti?" "Bugün kız kardeşim Maria bizi ziyaret etti.

English: A colleague is coming to visit me.
Turkish: Bir meslektaş beni ziyarete geliyor.

English: A large number of people visit the historic site.
Turkish: Tarihi kenti çok sayıda insan ziyaret eder.

English: A friend of mine came to visit me at my office.
Turkish: Bir arkadaşım beni ofisimde ziyaret etmek için geldi.

Visit ingilizcede ne demek, Visit nerede nasıl kullanılır?

Visit frequently : Sık sık ziyaret etmek. Dadanmak. Sık sık uğramak veya ziyaret etmek. Kapısını aşındırmak.

Visit to the doctor : Doktora gitme.

Came to visit him : Mekanında sosyal bir ziyaret yapma. Onu ziyarete gelme. Görmek için evine gelme.

Pay a visit to : Ziyaret etmek. Misafirliğe gitmek.

Brief visit : Kısa ziyaret.

Follow up visit : İzlem ziyareti.

 

Investigative visit : İnceleme gezisi.

Domiciliary visit : Arama. Evde yapılan arama. Evde yapılan hasta muayenesi. Ev araması. Evde hasta muayenesi. Evi resmi görevle arama.

Goodwill visit : İyi niyet ziyareti. İyiniyet ziyareti.

Come to visit : Ziyarete gelmek.

İngilizce Visit Türkçe anlamı, Visit eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Visit ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Drop over : İstendiği zaman ziyaret etmek.

Chat : Chat yapmak. Sohbet etmek. Hoşbeş. Çene çalmak (argo terim). Söyleşi. Gevezelik etmek. Hasbıhal etmek.

Come by : Kazara ya da tesadüfen edinmek. Kazanmak. Önünden geçmek. Yolu düşmek. Edinmek. Karşılaşmak. Kaza sonucu bulmak. Elde etmek.

Chippering : Cıvıltılı sesler çıkarmak. Gevezelik etmek. Cıvıldamak. Yüzey pürüzlendirici. Şık. Canlı. Tarakçı. Kuş gibi cıvıldamak. Yonga makinesi.

Worry : Endişe etmek. Taciz etmek. Üzmek. Merakta kalmak. Üzüntü. Endişelenmek. Üzülmek. Hırpalamak. Endişe.

Chattered : Gıcırdamak. Gıcırdatmak. Cır cır ötmek. Dişleri birbirine vurmak. Çenesi durmamak. Aptalca ve çok konuşmak. Çenesi düşmek. Gevezelik etmek. Laklak etmek (argo terim).

Frequents : Kapısını aşındırmak. Sık. Girip çıkmak. Sık sık gitmek (bir yere). Sık görülen. Olağan. Sık sık gitmek. Ayağı alışmak. Takılmak.

Go about : Yaygın olmak. Ele almak. Orsalamak. Yön değiştirmek. Tiramola etmek. Dolaşmak. Salgın olmak. İşe koyulmak. Başlamak. Birlikte olmak.

Reviewed : Gözden geçirilmiş. Detayları ile görmek. Gözden geçirmek. Kontrol edilmiş. Bir bakışta kavramak. Geçmişi düşünmek. Geçmişi anmak. Eleştirmek. Yeniden göz atmak.

 

Inspect : Kontrol etmek. Nezaret etmek. İncelemek. Denetleme yapmak. Gözden geçirmek. Yoklamak. Denetlemek.

Visit synonyms : travel to, bothers, call, chatted, lodges, cackling, set foot on, obsess, surveyed, sounds, reviewing, pesters, chippered, subjecting, chitchats, haunt, ambulated, check up, drop in on, come over, explores, report to, drop in, browse around, review, go over, visitations, come in for, inspects, lodge, call on, knock about, chinwag.

Visit ingilizce tanımı, definition of Visit

Visit kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, the physician visits his patient. As, a visit of civility or respect. To make a visit or visits. To go or come to see, as for the purpose of friendship, business, curiosity, etc. The visit of a physician. To attend. To practice calling on others. To call upon. To maintain visiting relations. A brief stay of business, friendship, ceremony, curiosity, or the like, usually longer than a call. A visit to Saratoga. The act of visiting, or going to see a person or thing.