Walk on tiptoe türkçesi Walk on tiptoe nedir

  • Ayakucuna basarak yürümek.

Walk on tiptoe ile ilgili cümleler

English: Kate tries to walk on tiptoe.
Turkish: Kate parmak ucunda yürümeyi deniyor.

Walk on tiptoe ingilizcede ne demek, Walk on tiptoe nerede nasıl kullanılır?

Walk : Üzerinde yürümek. Yürüyüş yeri. Taşımak (iterek). Gezmek. Yürümek. Yürüyerek gitmek. Eşlik etmek. Yürüyüşe çıkarmak. Yürütmek. Gezinti.

On : Devrede. Civarında. Yanmak. Açık. Yönünde. Olmakta olan. İle. E doğru. Üstünde. Giyilmiş.

Tiptoe : Heyecanlı. Parmak uçlarında yürümek. Meraklı. Ayakucu. Parmak uçlarına basarak yürüme. Ayak parmağının ucu. Ayaklarının ucuna basarak ilerlemek. Sessizce. Ayaklarının ucuna basarak yürümek. Parmak ucu.

Walk on : İleri gitmek. Yürümeye devam etmek. Yüzüstü bırakmak. Terketmek.

Walk on air : Etekleri zil çalmak. Sevincinden uçmak. Sevinçten ayakları yerden kesilmek. Ayakları yere değmemek. (mutluluktan) ayakları yerden kesilmek. Sevinçten ayakları yere değmemek. Sevinçten havalara uçmak.

Walk on part : Figüranlık. Önemsiz rol.

Walk on thin ice : Dikkat etmek. Dikkatli olmak. Ayağını denk almak. İnce buz üzerinde yürümek. Dikkat etmek zorunda olmak. Temkinli davranmak.

On tiptoe : Hevesle. Parmak uçlarına basarak. Sessizce. Heyecanla. Ayaklarının ucuna basarak.

Walk on eggs : Yumurtalar üzerinde yürümek. İnce buz üzerinde yürümek. Temkinli davranmak. Dikkat etmek zorunda olmak. Dikkatli olmak. Dikkatlice yürümek. Çok hafif adımlarla yürümek. Dikkat etmek. Ayağını denk almak.