Çalılı nedir, Çalılı ne demek

Çalılı; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir kelimedir. Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

  • Çalısı olan

Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:

Yozgat şehri, Osmanpaşa bucağına bağlı bir yer.

Çalılı ile ilgili Cümleler

  • Eldeki serçe çalılıktaki keklikten iyidir.
  • Biz yoğun çalılıkların arasından yürüdük.
  • Yüzlerce polis ve gönüllü yoğun çalılık alanda üç yaşındaki kayıp çocuğu arıyor.
  • Ali Mary'nin çalılıklarda saklandığını fark etmedi.
  • O, gül çalılığını suladı.
  • Çalıntı çantayı bu çalılıkta bulduk.
  • Eldeki bir kuş çalılıktaki iki kuştan daha iyidir.
  • Ali bazı çalılıklarda saklanıyordu.

Çalılı anlamı, tanımı

Çalı : Böğürtlen, ahududu gibi küçük, dalları dibinden çatallanan ve sapları odunsu bitki. Olmamış meyve. Bir an, bir ara. Delikli taş. Bahçe. Keçileri kovalama ünlemi. Toprak üstü gövdelerinde sekonder kalınlaşmanın ve odunlaşmanın olduğu, boyları 1-3 m kadar olan, çok yıllık bitkiler. Kimileri bir ağaççık kadar iri olurlarsa da, genellikle bodur, gövdesiz, ancak odunsu, kimi kez dikenli, iklim ve toprak koşullarına göre bir çok türleri olan bitki takımı, bk. çalılık. Saban demirini ökçeye tutturan ağaç. (Taşpınar Aksaray Niğde). Bursa ili, Çalı nahiyesine bağlı bir bölge

 

Çalılık : Çalısı çok olan yer.

Osmanpaşa : Yozgat şehrinde, Osmanpaşa bucağına bağlı bir bölge.

Yozgat : Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Bağlı : Bir bağ ile tutturulmuş olan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı.

Osman : Bir tür kuş veya ejderha. Hz. Muhammet'in damadı, üçüncü halife. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı.

Olan : Oğlan. Oğlan, erkek çocuk. Vakia, olan. Oğul, evlat.

Buca : İzmir iline bağlı ilçelerden biri.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Yer : Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân. Yerküre. Gezinilen, ayakla basılan taban. Önem. Ekime elverişli toprak parçası, arazi. Görev, makam. Durum, konum, vaziyet. Ülke. Durum, konum. İz. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa. Otel, motel vb.nde kalınacak oda. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal.

Diğer dillerde Çalıkuşugiller anlamı nedir?

İngilizce'de Çalıkuşugiller ne demek ? : kinglets