Ahududu nedir, Ahududu ne demek

Ahududu; bir bitki bilimi terimidir.

Biyoloji'deki anlamı:

Gülgiller (Rosaceae) familyasından, 100 cm kadar boylanabilen, beyaz çiçekli, dikenli gövdeli, tüylü ve kırmızı renkli meyveleri olan, meyveleri taze yenen ya da reçeli yapılmış olan çok yıllık, çalı şeklindeki bir bitki. Moruh, totuk.

İngilizce'de Ahududu ne demek? Ahududu ingilizcesi nedir?:

raspberry, framboise

Fransızca'da Ahududu ne demek?:

framboisier

Osmanlıca Ahududu ne demek? Ahududu Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

ahududu

Ahududu hakkında bilgiler

Ahududu ya da frambuaz (Rubus idaeus), gülgiller (Rosaceae) familyasından, yaz ve sonbahar mevsiminde kırmızı renkli ve tatlı meyveler veren bir bitki türü. Adı, ceylan anlamına gelen ahu ile dut kelimelerinden tamlamadır; harfiyen «ceylan dutu» anlamındadır.

Genelde ormanların açık verdiği yerlerde veya önceden yangın ya da ağaç kesimi ile açılan alanlarda büyür. Ahududu çiçeği, arılar için temel bir nektardır. Nemli iklime sahip bölgelerde kolayca üretilebilir ve kesilmedikçe kendiliğinden ürer.

İki türü ticari olarak mevcuttur: yazın çok kısa bir dönemde yetişen vahşi türü ve sürekli meyve veren türü.

 

Ahududu yaprakları, taze veya kurutulmuş olarak bitki çaylarında kullanılır. Yaprakları 3'lü veya 5'li gruplar halinde bulunur ve altları gümüş-beyaz renktedir.

Ahududu kısaca anlamı, tanımı:

Bitki : Bulunduğu yere kök vb. organlarıyla tutunan, çoğunlukla fotosentez sonucu yaşam için gerekli bileşenleri oluşturan, birçoğu spor veya tohum aracılığıyla döl vererek çoğalan bir veya çok yıllık, otsu, odunsu canlıların genel adı, nebat.

Kırmızı : Bu renkte olan. Al, kızıl renk.

Renkli : Neşeli, canlı, ilgi çekici. Beyaz dışında başka rengi veya renkleri olan. Doğadaki renkleri olduğu gibi görüntüye aktarmayı gözeten film. Kendine özgü, ilginç, çarpıcı nitelikleri olan (kimse).

Ağaç : Tahta, kereste. Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan. Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki.

Ahududu şerbeti : Ahududu özü ile yapılmış olan bir şerbet türü.

Ahududu şurubu : Ahududu özü ile hazırlanan içecek.

Böğürtlen : Bu bitkinin önce kırmızı, olgunlaştığında kararan mayhoş yemişi. Gülgillerden, bahçe çitlerinde, yol kenarlarında kendiliğinden yetişen dikenli ve çok yıllık bir çalı, diken dutu, it üzümü (Rubus caesus).

Görünüm : Bir şeyin dıştan bakıldığında görünen biçimi, görünme durumu, görünüş, manzara, zevahir, vizyon.

Dikenli : Dikenli olan. Zor, çetin, sıkıntı veya üzüntü veren. Dikeni olan bitkilerin bulunduğu (yer).

Bitkin : Gücü tükenmiş olan, çok yorgun, argın, aygın, dermansız.

Kokulu : Kokusu olan.

Yemiş : Meyve. İncir.

Çile : Dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zahmetli ve perhizli dönem. Zahmet, sıkıntı. Yay kirişi. İpek, yün, pamuk vb. her türlü iplik demeti.

Familya : Birçok ortak özelliği sebebiyle bir araya getirilen cinslerin topluluğu, fasile. Karı, eş. Aile.