Appetence türkçesi Appetence nedir

Appetence ingilizcede ne demek, Appetence nerede nasıl kullanılır?

Inappetence : Yeme karşı iştahının az olması, inapetenz. İnapatenz. İştah azalması. İştahı olmama durumu. İnapetans. İştahsızlık.

Appetencies : Doğal eğilim. Arzu. Şiddetli arzu. İştah.

Appetency : İştah. Şiddetli arzu. Arzu. Doğal eğilim.

Inappetency : İştahsızlık.

Appetent : İştahlı.

Appetising : İstek uyandıran. İştah açıcı. İştahlandıran. Lezzetli.

Appetite suppressant : İştah bastırıcı. İştah kesici.

Appetite comes with eating : İştah yedikçe açılır.

Appetiser : Aperitif. İştah açar. Ordövr. Çerez. Yemekten önce iştah açıcı olarak servis yapılan hafif yiyecek (ayrıca appetizer). İştah açıcı yiyecek. Çerezlik. Aperatif. İştah açıcı. İştahı açmak için ana yemekten önce servis yapılan ufak yemek porsiyonu.

Appetite : İstek. Şehvet. Yemlerin tat, koku, nitelik ve ısı gibi etkenlere bağlı olarak istekle tüketilmesi. Arzu. İştah. Afiyet. Apetit.

İngilizce Appetence Türkçe anlamı, Appetence eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Appetence ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Appetency : Şiddetli arzu.

Bellies : Göbek. Mide. Şişmek. Yakınmak. Ahenk tahtası. Telli çalgının ön kısmı. Karın. Şikayet etmek. Karnı.

 

Aspiration : Havalandırma. Aspirasyon. Nefes alma. İştiyak. Tutku. Özlem. İstek. Emme. Soluma. Soluklu okuma.

Penchants : Tutku. Eğilim. Meyil.

Tendency : İstidat. Yüz tutma. Trend. Meyletme. Çalma (yeşile vb.). Bireyin belli bir görüş, kanı, tutum ve davranışa olan yatkınlığı; yetenek ve beceri kazandıran bir ilgi alanına olan yakınlığı. Eğilim. Yönseme. Yönelim.

Leverages : Geliştirmek. Piston. Manivela hareketi. Güçlendirmek. Baskı. Manivela gücü. Baskı gücü. Kaldıraç gücü. (konumsal) avantaj.

Belly : Ahenk tahtası. Gövdenin, kaburga alt kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi. Yakınmak. Mide. Şikayet etmek. Biyoloji, jimnastik alanlarında kullanılır. Göbek. Şişmek. Karın. Omurgalı hayvanlarda vücudun sindirim organını içine alan, memelilerde göğüsten bir diyafram ile ayrılmış bölgesi. eklem bacaklı hayvanlarda ve bazı poliket solucanlarda vücudun arka bölgesi. 3.tunikatlarda mide ve bağırsağı kapsayan bölge. abdomen.

Tendance : Eğilim. Dikkat.

Bouncy : Canlı. Canli. Zıpır. Yaşam dolu. Yerinde duramayan. Hevesli.

Athirst for : Arzulu. -e istekli. Susamış. -e susamış.

Appetence synonyms : avid, agog, anxious, athirst, disposition, appetites, eager, aspirant, cravings, eagers, aspirants, craving, stomach, appetite, sweet tooth, leanings, undertone, relish, ambitious, aspirations, propensities, proneness, fancy, bouncier, penchant, leaning, desire, lustiness, aspirational, natural tendency, bounciest, conation, appetencies.

Appetence ingilizce tanımı, definition of Appetence

Appetence kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A desire. Appetency. Especially an ardent desire. A longing. Appetite.