Beam türkçesi Beam nedir

  • Işık saçmak.
  • Belirli bir yönde yol alan ışınım; özellikle ışın demeti ya da elektron demeti.
  • Parlamak (yüzü).
  • Işımak.
  • Parlamak.
  • Işın.
  • Yayın yapmak.
  • Kiriş.
  • Yayılmak.
  • Gözlerinin içi gülmek.
  • Elektromagnetik ışınımın veya parçacıkların tek yönlü ya da yaklaşık olarak tek yönlü akışı.
  • Yatay ağaç.
  • Sinyal vermek.
  • İşık ışınlarının oluşturduğu demet.
  • Belli bir doğrultuda giden, ışından daha kalın tanecikler topluluğu.
  • Yere düşey iki dikme arasında, yüksekliği ayarlanabilen dar dayanak yüzeyli tahtadan yapılmış denge ve asılma aracı.
  • Saçmak (ışık).
  • Yüzü sevinçle parlamak.
  • Gözleri parlamak.
  • Koşut doğrultuda yayılan ışın kümesi.
  • Demet.
  • Işık demeti.
  • Bilgisayar, fizik, kimya, uzay, jimnastik, madencilik, nükleer enerji, sinema, televizyon alanlarında kullanılır.
  • Neşretmek.

Beam ile ilgili cümleler

English: When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Turkish: O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.

English: Her face beamed with joy.
Turkish: Sevinçten yüzü parlıyordu.

 

English: A beam of sunlight came through the clouds.
Turkish: Bulutların arasından güneş ışığı demeti geldi.

English: I was wakened by a beam of light shining through my window.
Turkish: Penceremden parlayan bir ışık demeti ile uyandırıldım.

English: This lamp sends out a powerful beam.
Turkish: Bu lambanın çok parlak bir ışığı var.

Beam ingilizcede ne demek, Beam nerede nasıl kullanılır?

Beam action : Işın eylemi.

Beam aerial : Radyofar anteni. Radyo dalgalarını yönlendiren anten.

Beam alignment : Işın dizilmesi.

Beam angle : Hüzme açısı. Demet açısı. Huzme açısı. Işık açısı. Işıkların belli açılan. plastik görünümü elde etmek için ışık genellikle yukarıdan sahne tabanına kırkbeş derecelik bir açıyla verilir. ayrıca, ışıklar iki yandan geliyorsa birbirlerine doksan derecelik, üç yönden geliyorsa kırkar derecelik açılarla kesişirler.

Beam antenna : Huzme anten.

Beam direction indicator : Işın yönü göstergesi.

Beam axis : Huzme ekseni. Işın eksen.

Beam current : Demet akımı. Işın akımı.

Beam balance : İki eşit kollu kaldıraçtan ve her kola asılı olan kefelerden oluşan denge. Balans kirişi. Denge kalası.

Beam compass : Ek ayaklı pergel. Sürgülü pergel. Çubuklu pergel.

İngilizce Beam Türkçe anlamı, Beam eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Beam ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Signalled : İşaret etmek. Bildirmek. İşaretle bildirmek. Gönderilmiş.

Rooftree : Çatı kirişi. Çatıyı desteklemek için kullanılan büyük kalas. Çatı.

 

Light : Işık vermek. Aydınlatmak. Hafif. Bir salonun ya da sahnenin aydınlatılması için yöneticinin ya da sorumlunun verdiği buyruk. Işık tutmak. İnmek (attan veya arabadan). Bir görünçlüğün aydınlatılması için yönetmenin ışıkçılara verdiği komut. Rastlamak. Güneşten ya da başka kaynaklardan gelen ve gözü uyarıcı etkisi olan ışınım erkesi. İnmek.

Relayed : El değiştirmek. Naklen yayın yapmak. Yerine koymak. Yerini almak.

Coruscates : Işıldamak. Parıldamak.

Burns : Tennessee eyaletinde yerleşim yeri. Süratle gitmek. Başını yakmak. Yanıp tutuşmak. Yanıp kül olmak. Wyoming eyaletinde yerleşim yeri. New york eyaletinde yerleşim yeri. Alev almak. Yakmak.

Bouquets : Çiçek demeti. Şarap kokusu. Övgü. Şarap koku. Deste. İltifat. Buket. Kompliman. Çiçek buketi.

Corymbs : Salkım. Korimb.

Shore : Kara. Dayanak. Payanda vurmak. Kanıtlamak. Sahil. Payanda. Kenar. Kıyı. Desteklemek. Destek olmak.

Crossbeams : Kuşak kirişi (inşaat). Bağlama. Kuşak kirişi inşaat. Enine kiriş. Çapraz kiriş. En kirişi.

Beam synonyms : crosspiece, rider plate, box beam, arborizes, circulates, faggots, lighting, be out at grass, chord, blaze, brighten, irradiating, circulate, crossbeam, pencil of light, beam of light, adjust, send, chording, fugle, clusters, tie beam, trave, bleeping, cluster, gleam, bracing, nohow, gut, coruscate, diffuse, light up, irradiates.

Beam ingilizce tanımı, definition of Beam

Beam kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, to beam forth light. Followed ordinarily by forth. To send forth. Any large piece of timber or iron long in proportion to its thickness, and prepared for use. To emit beams of light. To emit.