Bişirik nedir, Bişirik ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Kadınların meme uçlarında, çocukların ayaklarında, hayvanların ayak parmaklarıyla bileklerinde ter, pislik, çamur v.s. sebeplerden ileri gelen sulu yara.

Evlerde tavan tahtalarının üstüne konulan, tavana sıvanan çamur veya sulu kireç.

Çamur harç.

Bişirik kısaca anlamı, tanımı

Bişi : Çörek, tatlı bir tür ekmek

Bişiriklemek : Evlerin tavan tahtasının üstüne çamur döşemek.

İleri gelen : Bir topluluğun önemli, sözü dinlenir, saygın kişisi.

Hayvanlar : (Animalia), Canlı varlıklardan bitkiden farklı olarak yer değiştirebilen, uyartılara cevap veren, besinlerini vücudu içinde sindirebilenleri içine alan bir âlemdir. Birgozeliier (Protozoa) ve çokgözeliler (Metazoa) olmak üzere 2 altâlemi vardır.

Tahtalar : Ankara ilinde, Çeltikçi bucağına bağlı bir bölge.

Parmak : İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri. Koyu sıvılara daldırıp çıkarıldığında bu organa bulaşan miktar kadar olan. İnç. Eni bu organ kadar olan. Bir işe karışmış olma ilgisi. Bir tekerleğin merkezinden çemberine kadar uzanan çubukların her biri. Arşının yirmi dörtte biri.

Pislik : Kir. Dışkı, necaset. Pis olma durumu. Başkalarına zarar veren kimse. Kötü durum. Kötü, zararlı davranış ya da iş.

 

Hayvan : Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse).

Üstüne : İlişkin, üzerine, dair. Hesabına. -den sonra. Kendinden önce gelen sözün ikileme biçiminde anlamını pekiştirmek ve sıklığını ifade etmek için kullanılan bir söz. -e göre, uygun olarak.

Tavana : Mutfak.

Bilek : Elle kolun, ayakla bacağın birleştiği bölüm. Güç, kuvvet.

Sebep : Bir şeyin olmasına veya belli bir hâlde bulunmasına yol açan şey.

Hayva : Ayva. Tenekeyi lehimlemek için kullanılan bakır ya da demir araç. [Bakınız: hayva demiri].

Tahta : Çeşitli işlerde kullanılmak üzere düz, enlice, uzun ve az kalın biçimde işlenmiş ağaç parçası. Bu ağaçtan yapılmış. Çimlenen tohumlar için bahçede hazırlanan uzun tarh. Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme, ağaç. Sebze bahçelerinde ayrılan küçük yer. Kara tahta.

Tavan : Bir yapının, kapalı bir yerin üst bölümünü oluşturan düz ve yatay yüzey, taban karşıtı. Bir şeyi değerlendirmede kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat. Çatı kiremidi.

Sıvan : Derin olmayan su, sığ. 1.Bir çeşit çoraksı toprak. 2.Yağlı, özlü, yapışkan toprak. 3.Tarlanın en sulu yeri.

Çamur : Su ile karışıp bulaşır ve içine batılır duruma gelmiş toprak, balçık. Sataşkan, çevresini tedirgin eden, sulu, arsız (kimse). Yapı işlerinde kullanılan çeşitli malzemeden oluşmuş harç.

İleri : Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı. Doğrusundan daha çok gösteren (saat). Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön. Önde bulunan. Öne doğru, ileri doğru. Benzerlerini geride bırakmış. Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra. Bir şeyin ulaşılacak yönü. "Amaca doğru durmadan yürü" anlamında kullanılan bir seslenme sözü.

 

Gelen : Gelme işini yapan (kimse ya da nesne). Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın).

Üstün : Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan. Arap harfli metinlerde bir ünsüzün a, e seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, fetha. Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik.

Diğer dillerde Bisüs bezi anlamı nedir?

İngilizce'de Bisüs bezi ne demek ? : bysus gland, byssus gland