Cellule türkçesi Cellule nedir

Cellule ingilizcede ne demek, Cellule nerede nasıl kullanılır?

Extracelluler fluid : Ekstrasellüler sıvı. Hücre dışı sıvı.

Hepatocelluler fusion : Karaciğer parenkim hücrelerini birbirleriyle birleşmeleri sonucu, mikroskobik olarak çok çekirdekli ve sinsitya hücresi görünümü kazanmaları. kedilerde ve belli kimi sığır ırklarında ender olarak gözlenir. Hepatohücresel kaynaşma.

Hepatocelluler regenaration : Hepatohücresel rejenerasyon. Karaciğerin parenkim hücrelerinin çoğalması sonucu oluşan tam iyileşme. tam bir rejenerasyon için, etkilenen bölgede kan dolaşımının yeterli ve safra akımının normal olması gerekir.

Cellula : Organizmanın canlılığını kendi başına sürdürebilen, bölünüp çoğalabilen ve dışarıdan aldığı maddeleri özümleyebilen en küçük birimi. çekirdek ve sitoplazmadan oluşan hücre içerisinde canlılığını sürdürebilen organeller bulunurlarsa da bunların yaşaması hücrelerin canlılığını devam ettirmesine bağlıdır. Hücre. Küçük oda. Selüla.

Cellula caliciformis : Selula kalisiformis. Kadeh hücresi.

Cellular dolomite : Dokusu düzensiz, gözenekli ya da boşluklu dolomit. Karniyöl. Boşluklu dolomit. Gözenekli dolomit.

Cellular growth : Hücreli büyüme. Gözesel büyüme. Tıpkı canlı varlıklarda gözelerin kendilerini yeniden üretmelerinde olduğu gibi, ergenlerin gözesel büyümesinden esinlenerek yaratılmış, kent yapısını oluşturan, gözelerin az çok ayrımlarla kendilerini yinelemelerini anlatan kentsel büyüme biçimi. gözesel büyüme, kentlere yeni komşuluk birimlerinin eklenmesinde olduğu gibi, tasarlama eylemi gerektirir. bir kentin gözesel büyüme ile genişlemesi, uydu yerleşmelerle büyümesine benzemez. ilkinde, kentin yerleşik alanının sona eridiği sınıra yeni yerleşmeler eklenmesine karşın, ikincisinde, kentle yeni yerleşmeler arasına, geniş kırsal topraklar girer. gözesel büyümede, gelişigüzel değil, tasarlı bir büyüme söz konusudur. Eklenti büyüme.

 

Cellular ageing : Hücre yaşlanması. Bir hücrenin bölünmeler geçirerek artık bölünemeyeceği hale gelmesi. örnek: normal insan fibroblastları kültür kabında mitozla yaklaşık 50 kez bölünürler, daha fazla bölünemez ve ölürler.

Cellular : Hücresel. Gözenekli olan. Ajurlu. Cep telefonu. Gözeli. Hücreye ait, hücreyle ilgili, hücresel. Gözesel. Selüler. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Hücreli.

Cellular aging : Hücresel yaşlanma. Hücre yaşlanması. Bir hücrenin bölünmeler geçirerek artık bölünmeyecek duruma gelmesi.

İngilizce Cellule Türkçe anlamı, Cellule eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cellule ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Adipose tissue : Adiposit denilen ve trigliserid depolayan hücrelerden oluşan gevşek bağ dokusu, adipoz doku. Yağlı doku. Adipoz doku. Yağ doku. Yağ dokusu. Hücrelerinde yağ granülleri bulunan özelleşmiş bir bağ dokusu tipi. esmer yağ dokusu, beyaz yağ dokusu. Yağdoku.

 

Euglenas : Öglena.

Bull pen : Yedek oyuncu klubesi. Hapishane. Kodes. Yedek oyuncu kulübesi.

Cellulosic : Selülozlu. Selüloz içeren.

Polysaccharide : Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Polisakkarit. Poliozid. Çok sayıda monosakkarit molekülünün birleşmesinden oluşan kompleks yapıdaki organik bileşik. Monosakkarit birimlerinin dallı ya da hat şeklinde birleşmesi ile oluşan, nişasta, glikojen, glikan vb. gibi yüksek molekül ağırlıklı karbohidrat sınıfı. Polisakkarid. Nişasta. Genellikle on monosakkarit ünitesinden daha fazla monosakkaritin glikozidik bağlarla bağlanmasıyla oluşan düz zincirli veya dallanmış, nişasta, glikojen, selüloz, inulin gibi yüksek molekül ağırlıklı karbohidrat sınıfı. Polisakarid. Polisakarit.

Carboxymethyl cellulose : Laksatif ve ishal kesici ilaçların içine katılan selülozdan elde edilen yarı sentetik ilaç. selülozun bir asetik asit türeviyle reaksiyonu sonucu elde edilen pelet yapımında bağlayıcı ve gıdalarda kıvam artırıcı, kristalleşmeyi önleyici stabilizatör olarak kullanılan bir katkı maddesi, cmc, sodyum karboksimetil selüloz, sodyum selüloz glikolat, na cmc, selüloz gum, sodyum cmc. Cmc. Karboksimetil selüloz.

Cadre : Çekirdek kadro. Kadre. Kadro. Hücre merkezi. Çerçeve. Plan. Kurmay heyeti. Pentastomidlerin ağzını astarlayan dayanıklı yapı.

Cabin : Tahdit etmek. Küçük bir yere kapamak. Uçakta öndeki özel bölüm. Kulübe. Kabin. Kamara. Baraka. Kabin veya kamarada yaşamak. Pilot kabini.

Fibre : Telcik. Fiber. Elyaf. Yapı. Karakter. Lif. Kişilik. İplik. Sinir.

Cells : Oda (manastır vb). Toplumdan kaçan kimsenin kapandığı evi. Pil. Petek gözü. Göz. Hücreler.

Cellule synonyms : diethylaminoethyl cellulose, polyose, deae cellulose, closets, cellular, fat, cellula, closeting, alcoves, fatty tissue, cabining, celling, pectin, euglena, pulp, fiber, alcove, cabins, cellulose ester, cell, compartment, paper.

Cellule zıt anlamlı kelimeler, Cellule kelime anlamı

Noncellular : Hücreli olmayan. Hüre ile ilgili olmayan. Hücresiz. Hücresel olmayan. Nonselüler.

Cellule ingilizce tanımı, definition of Cellule

Cellule kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A small cell.