Close the deal türkçesi Close the deal nedir

  • Anlaşmaya varmak.

Close the deal ingilizcede ne demek, Close the deal nerede nasıl kullanılır?

Close : Yakın. Çevirmek. Son vermek. Son söz. Son. Yummak (göz). Kapanmak. Sonuç. Kapatmak.

The : Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer). Belgili tanımlık.

Deal : Vermek. Oyun kağıdı dağıtmak. Kağıt dağıtmak. Miktar. İş yapmak. Uyuşturucu işi yapmak. Uğraşmak. Paylaştırmak. Meşgul olmak. İlgilenmek.

Close the books : Defterleri kapatmak. Bir olay veya meselede sonuca ulaşmak.

Close the door : Kapat kapıyı. Kapıyı kapatmak. Kapıyı kapatınız. Kapıyı kapatın. Kapıyı kapat. Kapıyı kapamak.

Close the door on : Bütün kapıları kapatmak. Kapıyı suratına çarpmak. Kapıyı suratına kapatmak. İmkansızlaştırmak.

Close the window : Pencereyi kapamak. Pencereyi kapatmak. Pencereyi kapa. Pencere kapatmak. Pencereyi kapat.

Close the ranks : Açık vermemek. Safları sıklaştırmak. Arayı kapatmak. Ele vermemek.

Close the shop : Dükkanı kapatmak.

İngilizce Close the deal Türkçe anlamı, Close the deal eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Close the deal ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Come to an arrangement : Karşıtlar arasındaki anlaşmazlıkların ortadan kaldırılması yoluyla birlik sağlama. uygulanacak işlerde tartışma yoluyla bir bütünlük ve birliğe varma. [#uzlaşma Uzlaşmak]. Uyuşmak. Bir anlaşmaya varmak. Uzlaşma.

Come to terms : Mutabık kalmak. Hesaplaşmak. Uzlaşmak. Anlaşmak.

Get together : Biriktirmek. Buluşmak. Toplamak. Bir araya gelip konuşmak. Bir araya gelmek. Kafa kafaya verip konuşmak. Toplanmak.

Close a deal : İşi bitirmek. Bir işlem yapma. Bir iş anlaşması yapma.

Come to an agreement : Bir işlemin gerektireceği tüm koşullar üzerinde sonuç olarak anlaşma. Mutabık kalmak. Antant kalmak. Uyuşmak. Anlaşmak. Görüş birliğine varmak. Uzlaşmak. Mutabakata varmak. Mutabakata ulaşmak.

Come to terms with : (durumunu vb) kabullenmek. İle anlaşmak. Kabullenmek. Boyun eğmek. Uzlaşmak. Kabul etmek (durumu). Hesaplaşmak. İlgilenmek. Kabul etmek.

Assent : Razı olmak. Onay. Tasvip etmek. Uzlaşmak. Onamak. Kabul. Uzlaşma. Kabul etmek. Onaylamak.

Assents : Onay. Onamak. Rıza. Kabul. Uzlaşmak. Onaylamak. Kabul etmek. Razı olmak. Tasvip etmek.

Compromise : Ara bulmak. Uzlaşma. Anlaşmaya varma. Uzlaştırmak. Gölge düşürmek. Bireylerin ya da toplumsal kümelerin, toplumsal değerlerin paylaşılmasında karşılıklı ödünlerle aralarında bir anlaşmaya varmaları. Şerefini tehlikeye atmak. Ödünleşmek. Taviz. Uyuşmak.

Close the deal synonyms : come to an understanding with, enter into an agreement, come to an understanding, close with, come together, make a bargain.