Deşmek nedir, Deşmek ne demek

  • Oymak, delmek, yara açmak, içini açmak, karıştırmak, kazmak
  • Bir sorunun üzerinde yeniden durmak, hatırlatmak, kurcalamak.

"Deşmek" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Bu hatıraları daha deşmek istemiyorum." - H. E. Adıvar

Yerel Türkçe anlamı:

Mec. Bir meseleyi hatırlatmak, kurcalamak

Yeri eşmek, kazmak.

Karnı şiş, koca göbekli (kimse).

Değişmek

Kazmak

Delmek, yarmak, yara açmak.

Karıştırmak, kurcalamak.

Açıklamak, açmak. (Gizli bir meseleyi).

Diğer sözlük anlamları:

Yarmak, yarıp açmak

Deşmek tanımı, anlamı:

Deşme : Deşmek işi.

Derdini deşmek : Derdini hatırlatıp yeniden üzülmesine yol açmak.

Karanlığı deşmek : Büyük sıkıntı ve üzüntüden kurtulmak için çabalamak. karanlıkta görmeye çalışmak, aydınlığa çıkmak için çaba harcamak.

Yarasını deşmek : Acıyı, üzüntüyü hatırlatmak, tazelemek.

Oymak : Kazıklamak. Keskin, sivri uçlu bir cisimle bir şeyi yontarak veya delerek çukur oluşturmak. Kumaş vb.ni girintili bir biçimde kesmek. Hemen hemen benzer veya aynı tür yıldızlardan oluşmuş, Samanyolu'nun seyrek yapılı genç kümelerinden her biri. Aşiret. İzcilikte küçük birlik. Bıçaklayarak yaralamak.

Delmek : İncitmek, kırmak. Delik açmak, delik duruma getirmek.

Açmak : Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Ayırmak, tahsis etmek. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Geçit sağlamak. Alışverişi başlatmak. Yakışmak, güzel göstermek. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Savaşla almak, fethetmek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Birbirinden uzaklaştırmak. Bir konu ile ilgili konuşmak. Görünür duruma getirmek. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Yarmak. Rengin koyuluğunu azaltmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Engeli kaldırmak. Ferahlık vermek. Alanını genişletmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak.

 

Karıştırmak : Kurcalamak, oynamak. Üstünkörü okumak. Yemeği dibinin tutmaması için kaşıkla altüst etmek. Göz atmak, araştırmak, incelemek. Ayırt edememek, tam olarak seçememek. İçinde ne olduğunu anlamak veya aradığını bulmak amacıyla elle yoklamak. Karışma işini yaptırmak.

Kazmak : Herhangi bir araçla toprağı açmak, oymak. Bu yolla çukur, kuyu, yol vb. oluşturmak. Hakketmek.

Sorun : Araştırılıp öğrenilmesi, düşünülüp çözümlenmesi, bir sonuca bağlanması gereken durum, mesele, problem. Sıkıntı veren durum, dert.

Durmak : Varlığını sürdürmek. Dinmek, kesilmek. Ara vermek. Bir yerde olmak veya bulunmak. Kalmak. Yaşamak. Beklemek, dikilmek. Hareketsiz durumda olmak. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur: Çalışadurmak, bakadurmak, getiredurmak, yiyedurmak gibi. Belli bir durumda, bir görevde bulunmak. Bir yerde bir süre oyalanmak, eğlenmek, eğleşmek, tevakkuf etmek. Bir konuyla çok ilgilenmek, üstüne düşmek. Birisinin malı olarak bulunmak veya o malla ilişkisi olmak. Var olmak. İşlemez olmak, çalışmamak.

 

Diğer dillerde Deşmek anlamı nedir?

İngilizce'de Deşmek ne demek? : v. open up, exhume, incise, dig, dig up, dig out, dredge up, probe, root

Fransızca'da Deşmek : aviver

Almanca'da Deşmek : v. aufschlitzen

Rusça'da Deşmek : v. прокалывать, протыкать, вскрывать, вспарывать, проколоть, проткнуть, вскрыть, вспороть