Destan nedir, Destan ne demek

Destan; bir edebiyat terimidir. kökeni farsça dilinden gelmektedir.

  • Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu alan şiir, epope
  • Bir kahramanlık hikâyesini veya bir olayı anlatan, koşma biçiminde, ölçüsü on bir hece olan halk şiiri.
  • Çağdaş Türk edebiyatında biçim ve içerik yönünden, geleneksel destanlardan ayrılık gösteren uzun kahramanlık şiiri.

"Destan" ile ilgili cümle

  • "Üç Şehitler Destanı. Çanakkale Destanı."
  • "Manas, Şehname, İlyada, Kalevala birer destan örneğidir."

Gösteri Sanat terimi olarak anlamı:

Âşık gösterisinin başlangıç bölümünde beşinci sırada bulunan, gülmecesi olan uzun şiir.

Bir kahramanlık öyküsünü ya da olayı anlatan koşma biçiminde 11 hecelik Türk halk koşuğu.

1 -Kahramanlık öykülerine verilen ad.

Edebi terim anlamı:

(I) Daha çok eski çağların kahramanlık olaylarını ve tanrıların, yiğitlerin, ulusların başından geçen olağanüstü halleri anlatan nazımlı ve uzun hikâye (İLKEL DESTAN, Epopée naturelle ou primitive; YAPMA DESTAN, Epopée artificielle).

(II) (Halk edebiyatı terimi) Topluluğu ilgilendiren olaylar üzerine düzülmüş uzun koşma. (ALAYSI DESTAN, Poème héroï - comique).

Bilimsel terim anlamı:

Söylenleri konu alan koşuklar: İlyada, Şehname, Kalevala bk. söylen.

 

Biçim bakımından koşmaya benzeyen, dörtlük sayısı konuya göre istenildiği kadar artabilen bir deyiş. Toplumu ilgilendiren her türlü ciddi ya da güldürücü konuda olabilir: Kıtlık destanı, savaş destanları, yangın destanı; pire, uyuz, gezi, yatırlar destanları gibi.

Çağdaş Türk yazınında biçim ve içerik yönünden, geleneksel destanlardan ayrılık gösteren uzun kahramanlık şiirleri de destan başlığını taşımaktadır: "Üç Şehitler Destanı", "Çanakkale Destanı" ve benzeri

İngilizce'de Destan ne demek? Destan ingilizcesi nedir?:

epic

Fransızca'da Destan ne demek?:

epopée

Osmanlıca Destan ne demek? Destan Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

dastan, dasitan

Destan hakkında bilgiler

Destan (Farsça: داستان), milletlerin hayatında büyük yankılar uyandırmış tarihî, toplumsal (savaş, göç, istilâ gibi) veya doğal (yangın, salgın hastalık, sel, deprem gibi) olayların anlatıldığı, hayal unsurlarıyla süslenmiş uzun manzum eserlerdir.

Destan tanımı, anlamı:

Tarih : Tarih dersi. Bir olayın gününü, ayını ve yılını bildiren söz. Tarih kitabı. Toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyeti inceleyen bilim. Bir konuyu geçmişi ve gelişimi içinde inceleyen anlatı.

Olay : Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka. Önemli tarihsel olgu, fenomen.

Destan düzmek : Kahramanlık hikâyesi veya herhangi bir olayı anlatan şiir yazmak.

 

Destan gibi : Uzun yazılmış (mektup).

Destan yazmak : Olağanüstü kahramanlık, yararlık veya başarı göstermek.

Destancı : Destan yazan veya anlatan kimse.

Destancılık : Destancının yaptığı iş.

Destani : Destansı.

Destanlaşma : Destanlaşmak durumu.

Destanlaşmak : Olağanüstü kahramanlık ve başarı göstermek.

Destanlı : Destanı olan, içinde destan bulunan.

Destanlık : Destan olabilecek nitelikte olan.

Destansı : Destan niteliğinde olan, destana benzeyen, destan gibi, destanımsı, destani, epik.

Destansız : Destanı olmayan, içinde destan bulunmayan.

Dillere destan olmak : Herkes tarafından konuşulur olmak.

Tanrı : Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah. Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Yaradan, Allah, Rab, İlah, Mevla, Halik, Hüda, Hu, Oğan.

Tanrıça : Çok tanrıcılıkta kadın tanrı, ilahe.

Kahraman : Savaşta veya tehlikeli bir durumda yararlık gösteren (kimse), alp, yiğit. Bir olayda önemli yeri olan kimse. Roman, hikâye, tiyatro vb. edebiyat türlerinde en önemli kişi.

Olağanüstü : Harikulade. Beklenmedik bir zamanda yapılan, önceden tasarlanmamış olan, fevkalade. Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade.

Şiir : Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım, koşuk. Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey.

Epope : Destan.

Kahramanlık : Kahramanca davranış, yiğitlik.

Millet : Bir yerde bulunan kimselerin bütünü, herkes. Benzer özellikleri olan topluluk. Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu, ulus.

Destan filmi : Sinemada destan türünün özeliklerini taşıyan film. Toplumların ulusa dönüşümü, bu dönüşüm sırasındaki uğraşıları, bu uğraşılarda öne çıkan kahramanları konu alan; birbirine karşıt güçler arasındaki çatışmaları yansıtan; insan ile çevresi arasındaki ilişkileri veren destan türünün sinema özelliklerine uydurulmuş biçimi: Üstün güçlü, yiğit, atılgan, açık yürekli, içinden çıktıkları toplumun özlemlerini simgeleyen kahramanlar; bu kahramanların çapına uygun karşıt güçler; tehlikelerle dolu, uçsuz bucaksız çevre; coşkulu, korkulu, gergin bir hava; soluk kesecek olaylar, kanlı çatışmalar, vb. bu çeşit filmlerin başlıca özellikleridir.

Destan kömesi : Aynı konu üzerine düzülen destanların hepsi.

Destangele : Tabakhanelerde ıslak derilerin asıldığı ağaç.

Destanımsı : Destanı andıran, destana benzeyen, destan gibi.

Destanlaşabilme : Destanlaşabilmek işi.

Destanlaşabilmek : Destanlaşma imkânı veya olasılığı bulunmak.

Destanlaştırılma : Destanlaştırılmak işi.

Destanlaştırılmak : Destan olarak anlatılmak.

Destanlaştırma : Destanlaştırmak işi.

Destanlaştırmak : Destan olarak anlatmak.

Diğer dillerde Destan anlamı nedir?

İngilizce'de Destan ne demek? : n. epic, epopee, epos, saga

Fransızca'da Destan : épopée [la]

Almanca'da Destan : n. Epos

Rusça'da Destan : n. былина (F), поэма (F)