Domuzburnu nedir, Domuzburnu ne demek

Domuzburnu; Veteriner alanında kullanılan bir sözcüktür.

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Hayvanların vücutlarında genellikle boğaz ve kulak arkalarında şişkinlik şeklinde beliren hastalık.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

hlk. Domuzbaşı.

Domuzburnu anlamı, kısaca tanımı

Domu : Tepe

Domuz : Çift parmaklılardan, eti, yağı, derisi veya kılı için beslenen, evcil hayvan (Susacrofa domestica). Hain, aksi, ters, inatçı, hınzır kimse.

Şişkinlik : Şişkin olma durumu. Bağırsaklarda gaz birikmesi sonucu karında oluşan şişme ve gerginlik. Kabarıklık, şişlik. Enflasyon.

Hayvanlar : (Animalia), Canlı varlıklardan bitkiden farklı olarak yer değiştirebilen, uyartılara cevap veren, besinlerini vücudu içinde sindirebilenleri içine alan bir âlemdir. Birgozeliier (Protozoa) ve çokgözeliler (Metazoa) olmak üzere 2 altâlemi vardır.

Domuzbaşı : Hayvanların vücutlarında genellikle boğaz ve kulak arkalarında şişkinlik şeklinde beliren hastalık. insanların yüz, baş ve vücutlarında şişkinlik şeklinde beliren hastalık. Bağ çubuklarında şişkinlik şeklinde beliren ve çubukları kurutan bir hastalık. hlk. Aktinomikozis. Göğüs ve karın bölgesindeki apse ve şişlikler, domuzburnu.

Hastalık : Organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla sağlığın bozulması durumu, rahatsızlık, çor, dert, sayrılık, illet, maraz, maraza, esenlik karşıtı. Aşırı düşkünlük, tutku. Ruh sağlığının bozulması durumu. Bitkilerin yapılarında görülen bozukluk.

 

Domuzbaş : Hayvanların vücutlarında genellikle boğaz ve kulak arkalarında şişkinlik şeklinde beliren hastalık.

Hastalı : Hastalıklı.

Şişkin : Şişmiş, şişirilmiş.

Hayvan : Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse).

Şekli : Havuç. Biçimle ilgili, biçimsel, formel.

Vücut : İnsan ya da hayvan gövdesi, beden. Var olma, varlık.

Hayva : Ayva. Tenekeyi lehimlemek için kullanılan bakır ya da demir araç. [Bakınız: hayva demiri].

Kulak : Başın her iki yanında bulunan işitme organı. Saban kulağı. Balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri. Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü. Duvar, baca, şömine vb. yerlerde kulağa benzer çıkıntı. Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri. Varlıklı Rus köylüsü. Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği.

Boğaz : Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak. Yiyeceği içeceği sağlanan kimse. İki kara arasındaki dar deniz. İki dağ arasında dar geçit. Yeme içme. Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm. Yedirip içirme yükümü, iaşe.

 

Hasta : Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız. Aşırı düşkün, tutkun. Parasız, züğürt. Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan.

Genel : Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi. Bir genelleme sonucunda elde edilen. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne). Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan.

Boğa : Damızlık erkek sığır. Zodyak üzerinde Koç ile İkizler arasında yer alan takımyıldızın adı, Sevir.

Şekl : Kıyafet, görünü.

Diğer dillerde Domuz vergisi anlamı nedir?

Osmanlıca Domuz vergisi : resm-i hınzır