Elides türkçesi Elides nedir

Elides ingilizcede ne demek, Elides nerede nasıl kullanılır?

Annelides : Yersolucanında olduğu gibi, bütün vücudu birbirine benzer boğumlardan oluşan solucanlar topluluğu; halkalı kurtlar, halkalı solucanlar. Halkalılar.

Elide : Yuvarlamak. Atlamak. Çıkarmak. Yutmak. Kaldırmak.

Elided : Yuvarlamak. Çıkartılmış. Kesilmiş. Telaffuz ederken atlanmış (harf veya hece). Atlamak. Kısaltımış. Yutmak.

Cyamelide : Siyamelid.

Macroscelidea : Fil faresi veya firavun faresi diye anılan böcek yiyen memeli türlerini içeren biyolojik sınıf (bazen macroscelidae olarak ta adlandırılan).

Adipose eyelid : Yağımsı göz kapağı. Bazı balıklarda gözlerin ön ve arka bölgelerinde bulunan şeffaf zarımsı yapı, adipöz göz kapağı. Adipoz göz kapağı.

Borrelidin : Borrelidin. Pirinçten elde edilen, gelişme geriliğine neden olan bir madde.

Chelidonium bromide : Kuvarterner amin türevi olan parasempatolitik etkili bir ilaç. Klidinyum bromür.

Camelid : Devegillerden olan. Develer ve lamaları kapsayan ailenin üyesi.

Annelids : Halkalı solucan. Halkalı solucan türü. Halkalı kurt.

İngilizce Elides Türkçe anlamı, Elides eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Elides ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Convolved : Birlikte kıvırmak. Birbirine sarmak. Dolamak. Evriştirmek. Bobin haline gelmek.

Englut : Yutkunmak. Mideye indirmek. Tıkınmak. Domuz gibi yemek. Oburcasına yemek. Tıka basa yemek. Oburcasına yutmak. Büyük parçalar halinde yutmak. Fazla yemek yemek.

Bowl : Kriket top atmak. Yuvarlanmak. Şaşırtmak. Top (bowling vb.). Çanak. Stadyum (amerikan ingilizcesi). Kase. Kadeh. Lambanın altına yerleştirilen, kupa biçimindeki yayıcı, kırıcı ya da yansıtıcı.

Bare : Yalın. Açığa çıkartmak. Gözle görülür hale getirmek. Çıplak. Açığa vurmak. Açık. Soymak. Boş. Süssüz. Tamtakır.

Engorge : Domuz gibi yemek. Tıkınmak. Yiyip bitirmek. Çok yemek yemek. Tıkamak. Tıka basa veya ağzına kadar dolmak. Fazla doldurmak. Tıkanmak. Silip süpürmek.

Blanked : Sayıyı önlemek (spor terimi). Silmek.

Absorbs : Anlamak. Absorbe etmek. Özümsemek. Emmek (sıvıyı veya gazı veya ışığı veya sesi). Sönümlemek (sarsıntıyı veya salınımı). Çekmek. Sönümlemek. Devralmak. Karşılamak (masrafı).

Blank : Açık yer. Sayıyı önlemek (spor terimi). Boş. Boş yer. Silmek. Boşluk. Sövmek. Yazısız kağıt. Boş kağıt.

Dived : Dalış yapmak. Dalan. Azalmak. Dalmak. Dalmış. Pike yapmak. Gömülmek. Elini daldırmak. Düşmek.

Doves : Azalmak. Kuşlar (aves) sınıfının, küçük başlı, kısa boyun ve bacaklı, gagaları hafifçe kıvrık, iyi uçan, kursaklarından salgılanan süte benzer bir salgı ile ilk günler yavrularını besleyen ve dünyanın her tarafına dağılmış olan, güvercingiller (columbidae), dişli güvercingiller (didunculidae), dodogiller (dididae) familyalarını içine alan bir takım. Gömülmek. Dalmak. Pike yapmak. İyilik simgesi. Güvercin. Su altına dalmak. Suya dalmak.

 

Elides synonyms : locomote, trindle, abstract, drink, dove, call forth, buy into, cast offs, half adjust, toss off, grasp at, move, bring out, hops, hop, hopped, drink down, slither, bypasses, buys, bares, bypass, buy, bruit about, round off, elided, blanker, choke down, browse, blanking, convolve, eliding, jump.

Elides zıt anlamlı kelimeler, Elides kelime anlamı

Stay in place : Yerinde kalmak.

Juvenile : Yavru. Juvenil. Genç erkek rolü. Çocuksu. Gençliğe ait. Temel olarak ergin bireylere benzeyen fakat henüz eşeysel olgunluğa erişmemiş olan genç bireyler. Tiyatro, veterinerlik alanlarında kullanılır. Otuz yaşına kadar olan erkeklerin canlandırabileceği rol. Çocuk. Gençlere özgü.