Folas nedir, Folas ne demek

Folas; Biyoloji, Zooloji alanlarında kullanılan bir kelimedir.

Biyoloji'deki anlamı:

Yassı solungaçlılar (Lamellibranchiata) sınıfından, beyaz kabuklu, kumlu ve kireçli taşlarda oyuklar açan, ışık saçabilen bir yumuşakça cinsi.

Zooloji'deki anlamı:

(Pholas) Yassı solungaçlılar (Lamellibranchiata) sınıfından bir yumuşakça cinsi. Kabuğu ak renklidir. Kumlu ve kireçli taşlarda oyuklar açar. Işık verebilir.

Folas tanımı, anlamı

Fola : Çelik çomak oyununda merkez ve başlangıç yerlerine açılan küçük çukurlar. Mısır koçanının dış kabuğu

Folasin : Folik asit.

Yassı solungaçlılar : Midye, deniztarağı gibi kavkıları iki çenekli ve çoğu yenilen yumuşakçalar sınıfı.

Lamellibranchiata : [Bakınız: yassı solungaçlılar]. Yassı solungaçlılar.

Yumuşakça : Yumuşak vücutlu, omurgasız hayvan. (yumuşa'kça) Yumuşak bir biçimde. Biraz yumuşak.

Solungaç : Suda yaşayan hayvanların solunum organı, galsame.

Kireçli : Birleşiminde kireç olan veya kireci çok olan. Kireç sürülmüş, kireç bulaşmış.

Yumuşak : Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı. Kolay çiğnenen, kolay kesilen. Kaba, hırçın, sert olmayan, kolay yola gelen, uysal. Ilıman (iklim), sert karşıtı. Dokunulduğunda hoş bir duygu uyandıran. Okşayıcı, tatlı, hoş. Ciğerlerden gelen havanın ses yolundaki sivrilmiş ve gerilmiş kapalı bir engele çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimli, sürekli, ötümlü, tonlu, sedalı. Kolaylıkla işlenebilen. Sessiz, hafif. Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı.

 

Kabuklu : Kabuğu olan.

Renkli : Beyaz dışında başka rengi veya renkleri olan. Doğadaki renkleri olduğu gibi görüntüye aktarmayı gözeten film. Neşeli, canlı, ilgi çekici. Kendine özgü, ilginç, çarpıcı nitelikleri olan (kimse).

Beyaz : Ak, kara, siyah karşıtı. Baskıda normal karalıkta görünen harf türü. Bu renkte olan. Beyaz ırktan olan kimse. Beyaz zehir.

Sınıf : Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri. Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü. Çeşitli amaçlarla oluşmuş kümeler. Derslik. Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği. Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri. Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı yararı sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas.

Yassı : Yayvan ve düz.

Cinsi : Cinsel.

Kireç : Mermer, tebeşir, kireç taşı, alçı taşı gibi birçok taşın özünü oluşturan kalsiyum oksit, (CaO). Kalsiyum hidroksit, Ca(OH).

Vereb : Eğim. Dolambaçlı.

Kabuk : Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır. Deri üzerinde bir yaranın veya sivilcenin kurumasıyla oluşan sertçe bölüm. Bir sıvı veya gazı dıştan saran, sert katman. Ekmeğin pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü. Bir hayvanı dıştan örten kitinli, kalkerli, silisli, kemiksi veya boynuzsu örtü, kavkı.

 

Kumlu : İçinde kum bulunan, kumsal. Çok ufak ve sık benekli. Hatay iline bağlı ilçelerden biri.

Yumuş : İş, hizmet buyruğu: Bu çocuk hiç yumuş tutmuyor, ne yapacağız?. Toplantı, topluluk. İş, hizmet buyruğu. Vazife, hizmet, buyrulan iş, söz. Görev, vazife (Çayağzı). Ödünç alınan şey. İş, hizmet, ödev, vazife. İş, güç, çalışma.

Lamel : Mikroskopla yapılmış olan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası. Çok ince tabaka.

Diğer dillerde Folas anlamı nedir?

İngilizce'de Folas ne demek ? : piddock