Forced expiratory vital capacity türkçesi Forced expiratory vital capacity nedir

  • Toplam akciğer kapasitesine kadar zorlu bir soluk almadan sonra, zorlu soluk verme çabasıylaolabildiğince hızlı ve tüm havayı verecek bir soluk verme sonucu, zamana karşı kaydedilen eğrinin aşağı inen kolu.
  • Veterinerlik alanında kullanılır.
  • Zorlu soluk verme vital kapasitesi.

Forced expiratory vital capacity ingilizcede ne demek, Forced expiratory vital capacity nerede nasıl kullanılır?

Forced : Zorlama. Mecburi. Cebri. Zorunlu. Rıza dışı. Zoraki. Termal. Basınçlı. Zorlanmış. Mecbur.

Expiratory : Ekspiratuar. Nefes vermekle ilgili. Ekspiratori.

Vital : Yaşamsal. Yaşayan. Canlı. Can alıcı. Çok önemli. Hayat dolu. Yaşam için gerekli. Mecburi. Çok gerekli. Hayati.

Capacity : Bir yoğunlacın elektrik yığma ya da bir aracın elektrik alabilme yeteneği. Kabiliyet. Sıfat. Sığa. Özgüç. Mevki. Bir veri saklama ortamının alabileceği sözcük ya da damga sayısı. genel olarak herhangi bir dizgenin işyükünün üst sınırı, bk. bellek sığası. Herhangi bir tiyatro alanı ya da salonunun alabileceği seyirci sayısını gösteren kavram. kapasite. Hacim. Dirayet.

İngilizce Forced expiratory vital capacity Türkçe anlamı, Forced expiratory vital capacity eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Forced expiratory vital capacity ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Abdominal ovariectomy : Laparotomi yoluyla gerçekleştirilen kısırlaştırma. Abdominal ovaryektomi.

Abdominal palpation : Avuç içi, parmak veya yumrukla çok hafif basınç uygulayarak karın bölgesindeki değişikliklerin niteliğini anlamak için yapılan muayene, abdominal palpasyon. Karın bölgesinin elle muayenesi. Abdominal palpasyon.

Abdominal distention : Karın duvarının gergin olması, abdominal gerginlik. Karın gerginliği. Abdominal gerginlik.

A crochordon : Akrokordon. Köpeklerde küçük, kılsız, hiperplastik bir epidermisle damardan zengin kollajen dokudan ibaret, saplı veya sapsız, deri eklentileri içermeyen, deri sarkmalarıyla belirgin iyicil tümör, fibrovasküler papillom, yumuşak fibrom, pendilöz yumuşak fibrom.

Abattoir : Mezbaha. Salhane. Kesimevi. Hayvanların etleri için kesildikleri yerler, hlk. ekdi.

Abaxial : Eksenden uzak. Eksendışı. Eksenden uzakta bulunan (biyoloji terimi). Abaksiyal. Aks kemiği dışında. Eksen dışı. Eksenden uzak, eksen dışı.

A amplitude mod : Ultrasonografide gönderilen ses dalgasının yayılımı doğrultusunda, farklı yüzeylerden yansıyan ses dalgalarının, yansımanın şiddetine göre çizgisel bir grafik olarak gösterilmesi. özellikle gözde biyometrik ölçümlerde kullanılır. A-mod görüntü.

Abamectin : Abamektin. Streptomyces avermitilis adlı bakteriden fermentasyon sonucunda elde edilen ve sığırlarda sindirim kanalı yuvarlak solucanları, akciğer kurtları, bit ve kenelerle mücadelede kullanılan, parazitlerde gaba salınımını artırarak ölümlerine neden olan bir ilaç.

A c syndrom : Arnold-chiari yapılış bozukluğu. A-c sendromu.

A c deformity : Arnold-chiari yapılış bozukluğu. A-c kusuru.

Forced expiratory vital capacity synonyms : abdominal pain, a dna, abdomen, a clay, abdominal fat necrosis, a band.