Göz belertmek nedir, Göz belertmek ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Hiddetle ya da korkutmak için gözlerinin akını göstererek bakmak: Hem kabahatlisin hem de göz belertiyorsun.

Başkasını korkutarak elinden malını mülkünü almak.

Bir isteği olumsuz karşılamak.

Teknik terim anlamı:

Gözleri lüzumundan fazla açıp hareketsiz hale getirmek.

Göz belertmek anlamı, tanımı

Bele : Yüzü beyaz koyun. İki kardeş çocukları, kuzen. Teyze, hala. Böyle. Belâ. Kundak, çocuk bezi. Böyle, bk. böle. Teyze çocuğu, karşılığı böle. Böyle, bk. böle, böyle. Böyle, şu şekilde

Beler : Saçak, dam ucu.

Belertme : Belertmek işi.

Belertmek : Gözünü, akı iyice belirecek bir biçimde açmak.

Göz : Görme organı, basar. Bakış, görüş. Çekmece. Delik, boşluk. Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak. Bölüm, hane. Bazı deyimlerde, görme ve bakma. Oda. Sevgi, ilgi, gönül bağlantısı. Terazi kefesi. Ağacın tomurcuk veren yerlerinden her biri. Nazar. Bazı yaraların uç bölümü.

Karşılamak : Dışarıdan gelen bir kimseye karşılayıcı olarak çıkmak, istikbal etmek. Söylenen, yapılan, bildirilen bir şeyi olumlu veya olumsuz bulmak. Önlemek, durdurmak. Boksta karşı oyuncunun yumruklarını savmak. Masrafı ödemek. Karşılık olmak, denk gelmek, tekabül etmek.

Hareketsiz : Hareket etmeyen, yerinden kımıldamayan, durgun, durağan.

 

Karşılama : Karşılamak işi, istikbal. Trakya ve Marmara bölgesinde oynanan bir halk oyunu veya bu oyunun müziği.

Korkutmak : Korkmasına yol açmak. Gözdağı vermek. Kaygıya düşürmek.

Kabahatli : Kabahati olan, kusurlu, suçlu, töhmetli.

Getirmek : Gelmesini sağlamak. Erişmek ya da eriştiğini sanmak. Bir makama atamak veya seçmek. Sebep olmak, ortaya çıkarmak. İleri sürmek. İletmek, bildirmek. Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak. Sağlamak. Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar.

Korkutma : Korkutmak işi.

Hiddetle : Hiddetli bir biçimde.

Kabahat : Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet. Hafif hapis, para cezası veya meslek ve sanattan alıkonulma ile cezalandırılan suç.

Hareket : Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon. Vücudu oynatma, kıpırdatma ya da kımıldanma. Deprem. Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi. Yola çıkma. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılmış olan ilerlemeler, akım. Davranış, tutum. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri. Devinim. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi.

Olumsuz : Yapıcı ve yararlı olmayan, hiçbir sonuca ulaşmayan, gözetilen amaca veya beklenilene uygun olmayan, menfi, negatif. Onaylamayan, kabul etmeyen, aleyhte olan. Davranışları beğenilmeyen, yıkıcı düşünceleri olan, zararlı, menfi. Olumsuzluk anlatan (kelime, cümle), menfi. Bir şeyi inkâr eden, inkâr veya ret özelliği taşıyan.

Getirme : Getirmek işi.

Başkası : Diğer bir kişi, herhangi bir kimse, diğeri, ötekisi.

Belerti : Deride hafif morumsu renk.

Korkuta : Mısır yarması, iyi öğütülmüş mısır.

Diğer dillerde Göz bebeği refleksi anlamı nedir?

İngilizce'de Göz bebeği refleksi ne demek ? : pupillar reflex