Güneş hayvancıkları nedir, Güneş hayvancıkları ne demek

Güneş hayvancıkları; bir hayvan bilimi terimidir.

  • Kök bacaklılardan, ışın biçimindeki yalancı bacaklarıyla hareket eden bir hücreli hayvanlar takımı, günsüler

Biyoloji'deki anlamı:

(Yun. helios: güneş; zoon: hayvan) Bir hücrelilerin (Protozoa), kök ayaklılar (Rhizopoda) sınıfından, tatlı sularda yaşayan, küre biçiminde, çoğunluk bir örtü ya da iskeletle örtülü, sitoplâzması iç ve dış olmak üzere 2 katlı olan, çok ağır hareket eden, aktinosferyum (Actinosphaerium) cinsi iyi bilinen bir takım.

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Kök ayaklılar (Rhizopoda) sınıfından, tatlı sularda yaşayan, küre biçiminde, çoğunlukla bir örtü veya iskeletle örtülü, sitoplazması iç ve dış olmak üzere 2 katlı olan, çok ağır hareket eden bir takım.

İngilizce'de Güneş hayvancıkları ne demek? Güneş hayvancıkları ingilizcesi nedir?:

sun animacules

Fransızca'da Güneş hayvancıkları ne demek?:

héliozoaires

Güneş hayvancıkları kısaca anlamı, tanımı:

Güneş : Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısı veren büyük gök cismi. Güneş ışınlarının ve ısısının etkilediği ortam.

Hayvancık : Hayvancağız. Ancak mikroskopla görülebilen çok küçük hayvan.

Hayvan : Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse). At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz.

 

Bacaklı : Felemenk altını. Bacağı olan. Bacakları uzun olan, uzun boylu.

Biçim : Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz. Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format.

Yalancı : Gerçek olmayan, gerçeğe benzetilmiş. Yalan söylemeyi huy edinmiş olan kimse.

Bacak : Bazı şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri, ayak. İskambil kâğıtlarında genç erkek resimli kâğıt, oğlan, vale. Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü. Hayvanlarda yürümeye veya atlamaya yarayan organ.

Hareket : Deprem. Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri. Yola çıkma. Davranış, tutum. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi. Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi. Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma. Devinim. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılmış olan ilerlemeler, akım.

 

Hücre : Tutukluların veya hükümlülerin yalnız olarak kapatıldıkları küçük oda. Siyasi bir inançla gizli olarak çalışan bir örgütün genellikle aynı yerde çalışanlarının oluşturduğu topluluk. İnce bir zar içindeki protoplazma ve çekirdekten oluşmuş, bir organizmanın yapı ve görev bakımlarından en küçük birimi, göze. Küçük oda.

Takım : Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik. Bölüğü oluşturan birliklerden her biri. Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman. Birbirini tamamlayan şeylerin tümü. Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu. Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri. Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu. Sigara ağızlığı. Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk. Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup. Hayvanlarda yemek borusu, akciğer ve karaciğere genel olarak verilen ad. Takım elbise. Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk.