General agreement on tariffs and trade türkçesi General agreement on tariffs and trade nedir

  • Gatt.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Kotaları kaldırarak tarifelere dönüştürmek ve tarifeleri de zaman içinde azaltarak dünya ticaretini serbestleştirmek amacıyla anlaşmaya taraf ülkeler arasında karşılıklı ödün ilkesine göre görüşmeler yapılması ilkesiyle 1947 yılında isviçre’nin cenevre kentinde imzalanıp 1948 yılında yürürlüğe giren anlaşma. gümrük tarifeleri ve ticaret genel anlaşması uruguay görüşmeleri sonrasında 1995 yılında dünya ticaret örgütü adını almıştır.
  • Tarifeler ve ticaret genel anlaşması.
  • Gümrük tarifeleri ve ticaret genel anlaşması.

General agreement on tariffs and trade ingilizcede ne demek, General agreement on tariffs and trade nerede nasıl kullanılır?

General : Genel mahiyette. General. Orgeneral. Şef. Komutan. Ordu komutanı. Yalpı. Yaygın. Paşa. Baş.

Agreement : İtilaf. Sözleşme. Kontrat. Antlaşma. Tutum, görüş, kanıları ölçülen çeşitli kişilerin ya da aynı kişinin yanıtları arasındaki benzeşme ya da uygunluk. İttifak. Pakt. Bir ölçer ya da ölçekle tutumları ölçülen kişilerin, herhangi bir sınar ya da anlatımda dile getirilen tutumu benimseyerek onaylamaları durumu, bk. uyuşma. Razı olma. İtilafname.

On : Civarında. Olmakta olan. Makbul. Esnasında. Açık. Yönünde. Üzerinde. Çakırkeyif. Yanmak.

 

Tariffs : Tarife. Gümrük. Gümrük tarifeleri. Fiyat listesi. Tarifeler. Gümrük vergisi.

And : Ma. Ve bu yüzden. -bundan dolayı. İle. Daha sonra. Da... da... ya da de... de. Bir de. Sonra. De. Da.

General agreement on trade and tariffs : Ticari kısıtlamaları en aza indirerek uluslararası ticareti teşvik etmek için yapılan anlaşma. Gümrük tarifeleri ve ticaret genel anlaşması. Gümrük tarifeleri ve genel ticaret anlaşması. Ticaret ve tarifeler genel anlaşması.

Trade : Ticaret. Özdeksel gereksinme ve zorunlukları karşılamak için el ve araçla yapılan iş. el uzluğu isteyen işler. Alışveriş. Kar elde etmek amacıyla yapılan alım satım etkinliği. Takas etmek. Tecim. İş yapmak. Zanaat. Almak. Alım satım yapmak.

General agreement to borrow : Genel borçlanma anlaşması. Uluslararası mali sistemin işleyişini engelleyecek krizleri önlemek amacıyla finansman gereksinimi olan ülkelere ek kaynak sağlanması için abd, ingiltere, almanya, fransa, belçika, hollanda, italya, isveç, kanada ve japonya'nın ımf’ye kredi açmasını öngören 1962 yılında yürürlüğe giren özel düzenleme. Genel borçlanma andlaşması.

General agreement : Genel anlaşma. Genel sözleşme.

İngilizce General agreement on tariffs and trade Türkçe anlamı, General agreement on tariffs and trade eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak General agreement on tariffs and trade ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçenin giderleri. Olağanüstü bütçe gideri.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe geliri. Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir.

 

Ability rent : Yetenek rantı. Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı.

A change in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Abnormal budget : Olağanüstü bütçe. Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu ortaklığı. A tipi yatırım fonu. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu.

A pass through certificate : Tutsat senedi. Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt.

Abolition of forced labour convention : Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi. Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi.

A shift in supply : Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması. Sunum kayması.

A shift in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.

General agreement on tariffs and trade synonyms : a group shares, a shift in individual demand, a change in demand, ability to pay principle, a change in supply, ability to pay approach.