Gilaburu nedir, Gilaburu ne demek

Gilaburu; bir bitki bilimi terimidir.

  • İki çeneklilerden, Kuzey ve Orta Anadolu'da yetişen, beyaz renkli çiçekler açan, kırmızı renkli meyvesinden meyve suyu elde edilen, 2-4 metre yüksekliğinde bir ağaççık (Viburnum opulus)

Yerel Türkçe anlamı:

Kırmızı yemişinden turşu yapılmış olan sayvaniye ailesinden bir çeşit bitki.

Gilaburu hakkında bilgiler

Gilaburu (Viburnum opulus), Adoxaceae familyasından kırmızı renkli, nohut büyüklüğünde bir meyve veren ağaç türü. Daha ziyade Kayseri ve civarında yetişir. Bol miktarda su ile yetiştirilir. Acımsı bir tadı vardır. Gilaburu, suyu sıkılarak tüketilir. Bol miktarda şeker karıştırılarak içilen gilaburu suyunun böbrek taşı rahatsızlığına iyi geldiği söylenir. Ayrıca Rus Korosunda bu bitki ile ilgili şarkı olan Kalinka şarkısı vardır.

Gilaburu anlamı, kısaca tanımı:

Renkli : Kendine özgü, ilginç, çarpıcı nitelikleri olan (kimse). Doğadaki renkleri olduğu gibi görüntüye aktarmayı gözeten film. Neşeli, canlı, ilgi çekici. Beyaz dışında başka rengi veya renkleri olan.

Kırmızı : Al, kızıl renk. Bu renkte olan.

Meyve : Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan, genellikle yenebilen organ, yemiş. Ürün, sonuç, kâr.

 

Çenekli : Çeneği olan.

Kuzey : Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, güney karşıtı. Yıldız. Bulunduğu noktaya göre kuzeyde kalan yer.

Orta : Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer. Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre. Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen. Orantı. Yeniçeri Ocağında tabur. Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece. İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat. Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer. Ne uzun ne kısa, midi. İyi ile kötü arasındaki durum. Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş. Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan. Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm. Çankırı iline bağlı ilçelerden biri. Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri. Ne büyük ne küçük, midi.

Anadolu : Ön Asya'nın bir parçası olarak Türkiye'nin Asya kıtasında bulunan toprağı, Rum.

Beyaz : Beyaz ırktan olan kimse. Beyaz zehir. Bu renkte olan. Ak, kara, siyah karşıtı. Baskıda normal karalıkta görünen harf türü.

Çiçek : Davranışları hafif, toplum kurallarına uymayan kimse. Süblimleşme veya çiçeksime yoluyla elde edilen toz. Çiçek açan kır veya bahçe bitkisi. Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü. İrinli kabarcıklar dökerek yüzde izler bırakan ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık.

Açan : Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı, büken karşıtı.

Familya : Birçok ortak özelliği sebebiyle bir araya getirilen cinslerin topluluğu, fasile. Aile. Karı, eş.