Höşmelim nedir, Höşmelim ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

[Bakınız: höşmerim].

Yağı alınan kaymağın dibinde kalan tortu.

Mısır unundan yapılan tepsi böreği.

Peynir helvası.

Höşmelim kısaca anlamı, tanımı

Peynir helvası : Rendelenmiş yağlı ve tuzsuz beyaz peynire, yumurta karıştırdıktan sonra un, yağ ve şeker eklenmesi ve kısık ateşte pişirilmesiyle yapılmış olan bir tatlı türü

Mısır unu : Kuru mısır tanelerinin öğütülmesiyle elde edilen un.

Höşmerim : Tuzsuz taze peynir, nişasta, pirinç unu konularak yapılmış olan bir tatlı türü.

Höşmeri : [Bakınız: höşmerim]. Un çorbası. Nişasta ve şekerden yapılan bir çeşit tatlı. Peynir helvası. Un helvası. Hamur tatlısı. Yapılması güç, beğenilen bir yiyecek.

Höşmer : Bir çeşit hamur yemeği. Kavrulmuş kaymak. Fena.

Peynir : Maya ile katılaştırılarak sütten yapılmış olan ve birçok türü olan besin.

Mısır : Buğdaygillerden, gövdesi boğumlu ve kalın, yaprakları şerit biçiminde, boyu yaklaşık 2 metre olabilen, erkek çiçekleri tepede salkım durumunda, dişi çiçekleri yaprakla gövde arasında koçan biçiminde olan bir kültür bitkisi (Zea mays). "Duymayan kalmadı" anlamındaki Mısır'daki sağır sultan bile duydu atasözünde geçen bir söz. Bu bitkinin koçan üzerindeki taneli ürünü. Bu ürünün taneleri.

Helva : Şeker, yağ, un veya irmikle yapılmış olan tatlı.

 

Tepsi : Fincan, tabak, bardak vb. şeyleri taşımaya yarayan, derinliği olmayan, türlü büyüklükte düz kap. İçinde börek, tatlı vb. pişirmeye yarayan, az derin, geniş, düz kap. Bir kabın alabileceği miktarda olan. Bu kap biçiminde olan.

Tortu : Çökelti. Kalıntı. Bir şeyin bayağı, işe yaramaz duruma gelmiş olanı. Bir topluluğun soysuzlaşmış üyeleri.

Kayma : Kaymak (II) işi. Herhangi bir nedenle filmin atlaması, görüntünün perdeye veya ekrana tam olarak gelmemesi.

Kalan : Kalma işini yapan. Artan, mütebaki. Bir çıkarmanın sonucu. Bölme işleminde bölünenden artan sayı.

Unun : Onun. Onun (III. teklik şahıs zamiri ilgi hâli).

Tort : Köpeklerin boğazına takılan dikenli demir halka. Peynir suyunu kaynatarak yapılan çökelek. Sıvıların içinde bulunan ya da sıvıların bozulmasıyla oluşan pıhtımsı madde, tortu. Çokluk ve sıklık belirtir : Bu ağaç tort gibi meyve tutmuş. Kalın yapraklı, dikenli ve süt gibi suyu olan bir ot. Asık çatık (yüz için): Çok tort yüzlü. Yağ ve benzerleri tortusu. Biçimsiz. Çoban köpeğinin boynuna takılan demir halka. Tortu; eritilmiş tereyağının çöküntüsü; bu çöküntü araba 'mazı’sını yağlamakta kullanılır. Köpeklerin boynuna takılan dikenli halka, tasma (Çayağzı), karşılığı tortul. Üzerinde çiviye benzer sivrilikler bulunan demir köpek tasması.

Yapı : Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür. Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür. Bir hücrede, bir dokuda, karmaşık oluşumlu bir organizmada elemanların düzeni.

 

Alın : Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü. Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi. Karşı. Bazı şeylerin önü, ön yüzü.

Yağı : Düşman, hasım.

Kala : Kaldığında.

Diğer dillerde Hörgüçkaya anlamı nedir?

İngilizce'de Hörgüçkaya ne demek ? : glaciated knobs