Hangout türkçesi Hangout nedir

Hangout ile ilgili cümleler

English: This bar is a popular student hangout.
Turkish: Bu bar popüler bir öğrenci mekanı.

English: The FBI secretly bugged the mobster's hangout.
Turkish: Federal araştırma bürosu gizlice gangsterin evini dinlemişti.

Hangout ingilizcede ne demek, Hangout nerede nasıl kullanılır?

Hangouts : Mesken. Mekan. İkinci adres. Ev. Sık gidilen yer.

Hangover : Akşamdan kalmalık veya içki sersemliği. Akşamdan kalmalık. İçki sersemliği. Artık etki. İçki mahmurluğu. Eski şey. Ayıltı. Mahmurluk. Kalıntı. Akşamdan kalmışlık.

Hangovers : Ayıltı. Akşamdan kalmalık. Akşamdan kalma. Kalıntı. Eski şey. Artık etki. İçki sersemliği. Akşamdan kalmalık veya içki sersemliği. Mahmurluk. Akşamdan kalmışlık.

Between hangovers : Sarhoş değil. Geçici olarak ayık. Sarhoş olmayan.

Cliff hangover : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Serüven filmi. Kişilerinin tehlikelerle dolu, serüvenli bir yaşam sürdükleri; soluk kesici olaylar, kahramanca davranışlarla dolu olan, hızlı dizemli filmler için kullanılan genel terim.

Hang around : Üşenmek. Sürtmek. Oyalanmak. Gezinmek. Başıboş gezmek. Sağda solda oyalanmak. Aylak aylak dolaşmak. Amaçsızca ortalarda dolanmak. Sallanmak. Başıboş gezerek oyalanmak.

 

Hang back : Sakınmak. Ağır olmak. Geri kalmak. Geç çıkmak. Gönülsüz olmak. Çekinmek. Geciktirmek. Geri durmak. Duraksamak. Tereddüt etmek.

Hang down : Asılmak. Sarkıtmak. Ağmak. Sarkmak. Sallanmak.

Hang by a hair : Sallantıda kalmak.

Hang about : Başıboş gezmek. Sağda solda oyalanmak. Oyalanmak. Gezinmek. Sallanmak. Sürtmek. Dolanmak. Üşenmek. Amaçsızca ortalarda dolanmak. Aylak aylak dolaşmak.

İngilizce Hangout Türkçe anlamı, Hangout eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Hangout ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Family : Ocak. Ev halkı. Soy. Hamile. Canlıların sınıflandırılmasında benzer cinslerin meydana getirdiği grup anlamında kullanılan terim. Canlıların sınıflandırılmasında benzer cinslerin meydana getirdiği birlik anlamında kulandan bir terim. canidae: köpekgiller familyası gibi. Familya. Küme. Evlilik ve kan bağına, başka deyişle karı-koca, ana-baba-çocuklar, kardeşler vb. arasındaki ilişkilere dayalı olan bir toplum çekirdeği. Akraba.

Habitation : Konut. Yerleşim. Yurt. Oturma. Yerleşme. İkamet. Barınak. Oturacak yer.

Site : Açmak. Bir kentin kurulmuş olduğu yerin taşıdığı ve kentin gelişmesine olumlu ya da olumsuz etkisi olan yerbetim koşullarının tümü. bk. konum. Orun. Konuş. Yer. Arsa. Yerleştirmek. Mevki. Yerleşim yeri.

Country : Ulus. Millet. Arazi. İl. Taşraya ait. Ülke. Yöre. Yurt. Köy. Kırsal kesim.

Venue : Randevu. Alan. Buluşma yeri. İnsanların buluşmayı veya bir şey kurmayı kararlaştırdıkları herhangi bir yer. Buluşma. Yarış alanı. Bir etkinliğin gerçekleştiği yer. Toplantı yeri. Cinayet mahalli.

 

Residence : Oturum. Konak. Sükna. Oturma. Konut. İkametgah. İşyerinde yatıp kalkma. İkamet. Yaşanan yer.

Lieu : Mahal. Yer.

Locality : Yer. Olay yeri. Muhit. Şehir. Yöre. Mahal. Civar. Semt. Mevzi.

Abode : İkametgah. Konut. Sükna. Oturma. İkamet. Oturulan yer. Yer. İkamet yeri. İkamet etme (bir yerde).

Crib : Kulübe. Ahır. Kapamak. Kopya çekmek (sınavda). Çocuk karyolası. Sıkmak. Kopya etmek. Kopya çekmek. Hayvanların gereksinimleri olan yemlerin konduğu ve yem yedikleri, çeşitli malzemeden yapılmış, çeşitli tip ve biçimlerde olabilen kap veya yapılar.

Hangout synonyms : door, domicil, domicile, resort, cribs, domestic, place, quarters, room, lodging, environment, dwelling place, hangouts, dwelling, venues, gathering place, household, stamping ground, area, domiciling, domiciles, family nest, haunt, dwelling house, inhabitance, space, domicils, messuage, localities, repair, accommodation unit, places, inhabitancy.